Kümbet Ovası Gönül Yarası!
Önce makalemizin altındaki gerçek fotoğraflara bir bakınız ve sonra arkanıza yaslanıp bu yazımızı keyifle okuyunuz, her ne kadar içiniz burkacakta olsa bir nebze…
Türkiye’nin ekonomik değeri en yüksek ürünleri neler, sizi yormadan bir kaçını sayalım;
Bitlis balı, Antep fıstığı, Malatya kaysısı, Rize çayı, Giresun fındığı… diye gidiyor. Ya Yozgat’ın soğanı, Afyon’un patatesi?
Peki, size şöyle sorsam;
Bal mı, soğan mı? Fıstık mı, patates mi? Daha zoru ise çay mı, soğan mı?
Bal, fıstık, çay dediğinizi duyar gibiyim…
Şimdi sizi ters köşe yapacağım!
Doğru cevap soğandır…
Neden mi?
Her öğün yemeğinizin içine soğan doğranıyor da ondan.
Soğansız aş olmaz, topraksız vatan da…
Bildiğiniz gibi zaman zaman devletin tarım politikasını eleştiriyoruz, çözüm yollarını da göstererek…
Dertliyiz ancak çaresiz değiliz, dikkatli okurlarımız bunu iyi bilir…
Hani hep çaresizlik ve ilgisizlikten dem vurduğumuz Bozkırın ortasındaki Kümbet Ovası vardı ya çocukluğumuzun tozlu yollarında çelik çomak oynadığı, gençliğimizde uçsuzu bucaksız arpalıklarında cayır cayır tırpan biçtiğimiz ve doru atların çıplak yelesinden tutunup ırmağın kenarında rüzgârla yarıştığımız masalsı diyar…
Taş dikseniz yeşerecek bereketli topraklar…
Çukurova, Konya ovası, Mezopotamya gibi buğday ekseniz günlerce biçerdöverlerin biçmekten yorulacağı bonkör topraklar… Bir zamanlar Türkiye’nin yarısını besliyordu bu tarım arazileri…
Eki, ekin kardeşim…
Şu günlerde ise Kümbet Ovası gönül yarası!
Burası Yozgat ilinin Bazlambaç Köyü – Aydıncık Nahiyesi – Kazankaya Beldesi arazilerinin birleştiği, Alan dağları ile Deveci sıra dağlarıyla çevrili ve bir ucu Yozgat Bazlambaç’tan başlayıp diğer ucu Çorum Alaca’ya kadar uzanan on binlerce dönümlük verimli arazilerden oluşan güldür güldür akan ırmağın da deltası olan Kümbet Ovası. Türkiye'nin en kaliteli Buğdayı, Arpası, Mercimeği, Nohutu, Fiisi, Ayçiçeği, Pancarı, Soğanı ve dahi Pirincinin bile ekilebildiği, kamyonla değil tırlarla taşınacak miktarda ve yüksek kalitede ürün yetiştirilen bölge...
Makalemizin altında ki bu muazzam görüntülerse Kazankaya bölgesinin bu seneki hasat görüntüleri... Keza Aydıncık arazileri de bir nebze olsun buna yakın. Ancak asıl arazisi bol ve geniş olan Bazlambaç’ın arazileri bu ekimden yoksun halde içine bereketini gömmüş, küsmüş, mahzunca eski günlerinin yadını bekliyor…
Geçenlerde rahmeti Rahman’a kavuşan annemizin cenazesini götürürken ağıtıma ağıt kattı yol boyu izlediğim Kümbet Ovasının virane hali! Her tarafı çalı, çırpı, orman basmış, ilgisizlik ve yetersizlikten…
Nedeni mi?
Tek sebebi var; miras yoluyla toprak bölüne bölüne küçülmüş, bugün köylünün kendi tarlasını ektiği zaman masrafı kârını kurtaramaz hale gelmiş. Sonra genç nesil karnını doyuramayınca yatak yorganı yüklenip gurbetin yolunu tutmuş….
Daha vahim olanı ise, o parça parça arazilerin birçoğu bozkıra dönüşerek dikenlenirken, bir kısmını da bazı uyanıklar tarafından tarla sahibinin haberi dahi olmadan buğday, arpa... ekerek suç işliyor olması!..
Peki çözüm nedir?
Burada devletin devreye girmesi gerekiyor. Ya köylüye yardım elini uzatacak ki bu uzak ihtimal. Çünkü bu genel bir sorun ülkenin tarım ve ekonomik politikaları bakımından. Geriye tek bir yol kalıyor o da arazilerin kiralanma yoluyla ekiminin önünün açılması ve hak ettiği ekonomik değerinin bulması…
Buna yeni proje diyebilirsiniz veya benim fikrim.
Nasıl mı olacak?
Tıpkı Çukurova’daki gibi, devletin zorunlu kılacağı belirli bir plan ve program dahilinde araziler birleştirilerek bölge bölge yerli firmalara ihale yoluyla kiraya verecek. Bir firma kiraladığı 2-3 bin dönümlük araziyi ekonomik değerinde ekip sonra toprak sahiplerine tapudaki hissesi kadar kazancından pay verecek. Yani şuanda olduğu gibi bölük pörçük arpa buğday ekmek yerine, ırmağın üzerinden başlayarak yöresel ürün olan Soğan, Patates, Pancar, Ayçiçeği ve daha yukarılara doğru Arpa, Buğday, Nohut, Mercimek ekerek yüksek kalitede ürün elde etmek.
Ayrıca,
yeni yapılan Çekerek Barajından, devletin en üst yetkilileri tarafından Kümbet Ovasının bu barajdan faydalandırılacağına dair su kanalları yapılacağı sözü verilmiş olup bunun da bir an önce devreye alınması gerekiyor.
Diyeceğim o ki, sadece Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Afyon… gibi iller değil, Yozgat’ın da Soğan ve Patatesi meşhurdur. El atılsa bu işe ürün bollaşacak ülkemin mutfaklarında çiçekler açacak…
Ha, bir de o ürünlerin pazarlanması meselesi var tabi ki! Yoksa köylü traktörlerle çıkan soğanını satamayınca dereler dökmek zorunda kalıyor gözleri yaşararak, bu da ayrı bir çözülmesi gereken kangren…
Helal olsun bizim bu çabamıza kulak veren insanlara ve selam olsun güzel memleketimin güzel insanlarına... yazarmehmetballi@gmail.com
|