ANASAYFA
MAKALE / Edebiyat Bir Yazar Özel hayatını paylaşmalı?

Bir Yazar Özel Hayatını Paylaşmalı mı?

Sanatçıların yaşantıları ve yapıtları her zaman merak konusu olmuştur. Biz yazarlara, bulunduğumuz ortamlarda, sıklıkla, ‘neden ve nasıl yazdıkları(mız)?’ sorulur. Merak konusu olan bu soruya verilen cevaplar

gerçeği ne kadar yansıtır bilinmez ama bu durum yazarın kendine ve sanatına dair tavrıdır aslında. Bir nevi o yazarın açık ya da kapalı olup olmadığı ile ilgilidir dış dünya ile teması.
Açık yazarlar, bu konuda son derece şeffaf ve konuşkandırlar, özel hayatlarından bile kesitler paylaşırlar.

Kapalı yazarlar ise son derece ketum davranırlar. İlginin yapıttan ziyade yazara yönelmesinden iyiden iyiye tedirgin olurlar.
Nitelikli yazarların öykülerini, romanlarını şiirlerini nasıl yazdıkları, ilhamı, konularını nereden bulduklarını, zamanını, günün hangi saatinde nasıl yazdıklarını, kimleri okuduklarını, üsluplarını nasıl kazandıklarını ve dahi nasıl ürettiklerine dair yazma sürecinin en ince ayrıntıları her zaman takipçileri tarafından merak konusu olmuştur.

Bu merakın ardında birçok nedenler vardır.
Kimi yazarın yöntemini merak ederek, yazma becerisini geliştirmek, o 'sevilen yazar' gibi etkileyici eserler verebilmek için yazarlık sırlarının peşindedir.
Kimi ise onun kişiliğini merakla; yazarın 'nasıl bir insan olduğu' sorusuyla ilgilidir.

“Onu sıradan insandan ayıran özellik nedir?”

Bu, yaratıcı güzel işlerle uğraşan tüm sanatçılar için geçerli bir sorudur. Mesela “Bu konuda roman yazma fikri nasıl oluştu sizde?” sorusu her romancıya sorulur.
O yazarın bu soruya açık yüreklilikle verdiği cevap bazen zihinlerde ön açıcı yöntem olabilir.
Samimiyet…
Yazarlıkta popülerlikten ziyade kalıcı olmak önemlidir, iyi yazılar üretmek gerekir hayata dair.
Güzel şeyler üreten büyür…
Mahatma Gandi diyor ki; İki türlü hayat vardır. Biri, iyi bir iş, iyi bir gelir, güzel kadınlar, yakışıklı erkekler, yalılar, arabalar, eğlenceler vs… Bir hayat daha vardır ki; siz hayata değer katarsınız. Üretirsiniz, paylaşırsınız… İki hayattan hangisinde olacağınıza kendiniz karar vereceksiniz. Ben hayata değer katanların yanında olmak isterdim…

Hayata değer katmak demek; hayata dair sevinci, hüznü, bilgiyi ve dahi parayı paylaşmaktır. İnsanlar için daha yaşanabilir bir dünyanın inşası için gayret etmek, üretmektir.
Bende hayata değer katanlardan olmaya gayret ediyorum.
Sosyal medya artık hayatımızın vazgeçilmezi ve takipçilerimizin gözü özerimizde! çok ilginç yorumlarla karşılaşabiliyoruz kimi zaman.
“bir yazar özel hayatını paylaşır mı canım, bana ne onlardan!”…
diye bir yorum geldi yayımladığım fotografımın altına!
İllaki eleştiriye evet…
İllaki her insanın ailevi mahremiyeti vardır. Çok özelin özelde kalması gerektiğini düşünüyorum. Fakat topluma malolmuşsanız her şeyiniz merak konusudur.
Evet, bir yazar gerektiği yerde, gerektiği kadarıyla özel hayatından kesitlerde sunabilmeli,
belki tamamını teğilse de...
örnek şahsiyet…
Çünkü;
“EN İYİ NASİHAT GÜZEL ÖRNEK OLMAKTIR” der Malcolm X.
Yolumuz bu…
Sosyal medyada, Makalelerimizin, Aforizmalarımızın, Edebiyatımızın yanında, özel yaşantımızdan da kesitleri paylaşıyoruz ki, özellikle çocuklara daha çok zaman ayrılsın, doğal yaşamı odaklanarak, hakikati ve güzeli daha iyi görsün, bilsin ve yaşasınlar diye...
farkındalık...
Yoksa başka bir maksadım olamaz, face’de ıhlamurun hikayesini anlatmak için, bir yazarın öyle, köyde ormana gidip, ağaca tırmanarak ıhlamur kesmesinin görüntülerini yayımlamakla…

İyi kitap okurdu, okuduğunu idrak eder, idrakinden konuşur, konuştuğunu yaşar, yaşadığını yazardı. Hamdolsun biz bunu başaranlardanız...
Mehmet Ballı

Not: bu yazı izinsiz yayımlanamaz.