Okuma da Seçicilik Ne Demek?
'Japonlar yılda 25 kitap okurken bizim ortalamamız 10 yılda bir kitap'…
İnsan iki şeyle beslenir ; bedenen ve zihnen. Buda gıda ve bilgi demektir.
Gıda; bedeni besleyen her şey.
Neyi nezaman nekadar nasıl yiyeceğimizi ailemizle öğreniriz. Yani üç öğün yemeyi …
İleriki yaşlarda doktor ve diyetisyen tavsiyeleri ile beslenmemizde daha bir titizlik gösteririz.
Her yemekte ne kadar almamız gereken kaloriyi…
Aksi halde hastane yolu gözükür…
Reçeteler…
Perhiz şart!!!
...
Gelelim bilgiye;
Okuma ve öğrenmeyle elde edilen veridir bilgi. Zihnin kavradığı her tür malumattır.
İlk emir “OKU”dan yola çıkarsak, her şeyin başının okumaktan geçtiği sonucuna varırız.
Anlayabilme, anlatabilme, kendimizi ifade edebilme, çevremizle iletişim kurabilme hayati bir olgudur.Ve bu olgu/döngünün de sağlıklı olması önemlidir.
-Tıpkı gıda da dengeli beslenme- gibi, bilgiyi edinmede de insanın dikkat etmesi gereken yaşamsal bir kavramdır.
Okumanın da bir sınırı, değeri vardır.
Yani zihnin zindeliği…
Okumada seçicilik…
Şöyle bir soru sorsak kendimize;
Dimağımız midemizden daha az mı değerli?
Okumakla ilgili olarak ayrıntılı biçimde, denenmiş tavsiyeler gerekmez mi?
Gerekir tabii.
Hasta olmadan önce nasıl ki önleyici tedbirler alınıyorsa, zihni doldurmadan önce de okumada seçicilik reçetesi yazılmalıdır.
Sadece çocuklara ve gençlere değil herkese okuma reçeteleri hazırlanmalı.
Hatta reçetelerin uygulanıp uygulanmadığını da kontrol etmeli.
Oto kontrol…
Neyi, niçin okuyacağımızı, nasıl okuyacağımızı, ne kadar okuyacağımızı bilmeliyiz. Zamanı size kalmış latifesi yapsak bile okumanın zamanı da önemlidir aslında...
Yahu yemeğin perhizi oluyor da okumanın da perhizi mi olurmuş! Diye düşünebilirsiniz.
Çok yemek obez yapıyorsa, pekâlâ bilinçsiz okumakta insanı ruhsal olarak bozar.
Sonra bozulduğunda insandan tehlikelisi yoktur!!
...
Peki nedir bu okumada seçicilik?
İnsanın nasıl ki Fizik, Kimya, Matamatik’e ihtiyacı varsa,
Felsefe, Tarih ve EDEBİYAT'a da ihtiyacı vardır.
EKONOMİ ve Para insanın MİDESİNE doyururken,
KİTAP da insanın KALBİNİ ve ZİHNİNE doyurur.
Dolayısıyla insan ancak KALBİNDEN Sevdiğine gider.
…
Biz ilkokulda, her karne merasiminde kıymetli okul müdürümüz; “evlatlarım yerden ne bulursanız okuyunuz” diye nasihat ederdi…
Gerçi ozaman kitap mı vardı(!), köy yeri idi de,
bizde; bağda, bahçede, çamurlu yolda ne buldu isek okuduk… okuduk!!!
Şimdi zihnimizde boş yer kalmadı!!!
Neyazıki, şimdi bir yazıyı birkaç kez okuyarak ancak anlayabiliyoruz…
Bugünde durum aynı aslında, her şey bol ama ne kadar doğru ve sağlıklı? diye sormadan edemiyor insan değil mi?
Bilgi kirliğinin yoğun olduğu bir çağda yaşıyoruz. Televizyon, internet, sosyal paylaşım siteleri ve popüler kitaplar!!
Gereksiz her yazıyı okuyarak boş şeylerle kafayı doldurmak çok akıllıca bir şey olmasa gerek.
Neden?
Çünkü –Yazarlık- seviyemiz bize bu tecrübeyi kazandırdı.
Yani -hayatta size lazım olacak şeyleri okumak- ve öğrenmek gerek…
Medeni dünya böyle yapıyor; -OKUMADA SEÇİCİLİK- diyoruz biz buna.
Yani:
-İlköğretimde: Yüz temel eser
-Orta öğretimde: Dünya Klasikleri
-Yüksekokul ve sonrası: Ustalar
100 Temel eser : Mevlana’dan Yunus Emre’ye, Dede Korkut’tan Pollyanna’ya…
Dünya klasikleri: Emile Zola’dan Madam Bowery’ye , Tolstoy’dan Balzac’a…
Ustalar ise: Yahya Kemal, Yakup Kadri, Sait Faik, Yaşar Kemal, Cemil Meriç, Nazım Hikmet, Oğuz Atay, Necip Fazıl, Mehmet Akif ...
Refik Halit Gurbet Kuşları ,
Cemal Süreyya Şiirleri,
Peyami Safa Hikayeleri
Birde yaşayan ustaların farkındalığına varma;
Sezai Karakoç, Hilmi Yavuz, Yavuz Bahadır, Yavuz Bülent Bakiler…
…
Doğru bilmek, doğruyu bilmek, öğrenirken seçici olmak; sizi kaliteli insan yapar ve dolayısıyla topluma mutlu bir yaşam olarak döner...
Okumada farkındalık yaratmak...
Hatta ve hatta BİLGE olmak hiçte zor değil…
Yeter ki suyun kaynağında beslenin.
Serçeşme!
İnsan; rûh, nefs ve akıldan müteşekkil topraktan yaratılmış bir varlıktır. Akıl yoluyla nefsimiz ve rûhumuzu dengede tutmak zorundayız. Bedenimizi ve zihnimizi doğru besleyerek…
ZikrenFikrenTaamen...
Mehmet Ballı Araştırmacı Yazar
Not: bu yazı izinsiz yayımlanamaz. |