|
ETKİNLİK | Fotograf Ödülü |
---|
Mehmet Ballı İETT Empati Haftasında 'En Güzel Fotograf Ödülü' aldı Ünlü romancımız Peyami Safa, insanların iç dünyasının dışa vurumu, olaylara ve topluma bakışı yansıtan psikolojik romanları kaleme almıştır. Bendeniz de Peyami Safa’nın yolundan yürüyenlerdenim. Tarihi roman yazma tekniğim ve sosyal hayata olan duyarlılığımla halktan beslenerek, -geçmişten geleceğe- yine halkın diline tercüman olmaya çalışıyorum.
İstanbul'un Toplu Ulaşımından tek sorumlu olan İETT, deneyimli personeli ile, belirli periyodik aralıklarla toplu ulaşım alanlarında denetimler gerçekleştiriyor. Buna Empati Haftası deniyor. -Empati Haftasında; İETT Empati Haftası uygulaması; Kurum yönetici ve çalışanların belirlenen tarih veya dönemler için, işe geliş ve gidişlerde hizmet araçlarını ve memur servislerini kullanmayı bırakıp tüm ulaşım modları/araçları olan; otobüs, metro, vapur, dolmuş... kullanmaları ve ve bu uygulama süresinde ulaşımdaki sorunlar ve pozitif uygulamalar raporlanıyor ve fotoğraflanıyor. Haftanın en iyi raporlamasını yapana, törenle Genel Müdür tarafından "teşekkür sertifikası" veriliyor. Bu raporlar göz önünde bulundurularak iyileştirmeler yapılıyor, sorunlara çözüm getiriliyor.- İETT’nin düzenlemiş olduğu 13. Empati Haftasında, bir halk otobüsündeki bir olumsuzluğu fotoğraflamıştım. Empati haftasında çekilen diğer binlerce fotoğraf arasından benim fotoğrafım “En İyi Fotoğraf” ödülüne layık görülmüş. İETT’mize teşekkür ederim. Ben bu ödülü öncelikle İstanbullular adına aldım. Ne mutlu ki dertleri ile hemhal olup dillerine tercüman olabilmişiz. Ödül töreni sırasında, o fotoğrafımdan yola çıkarak, kıymetli Sayın Genel Müdürümüz Arif Emecen Beyin “Metrobüsün yükünü hafifletmek için, sizce ne yapmak lazım?” diye, benim fikrime teveccüh buyurduklarında, naçizane cevabım, “Metro yaygınlaştırılmalı” oldu. Fakat ödül sırasında dimağımdakileri tam olarak arz edemedim. Zaman olsaydı şöyle demek isterdim: “Sayın Genel Müdürüm,İstanbul büyük bir kent ve büyük kente büyük projeler lazım. İllaki Marmaray, Kanal İstanbul gibi dev projeler yapılıyor. Lakin her bir büyük proje İstanbulluyu rahatlatmak yerine İstanbul’a olan cazibeyi daha da artırıyor! Halbuki yapılması gereken iki şey vardır; ilki, Anadolu’daki göç veren illere yatırım yapılarak İstanbul’a olan göçün önüne geçilmesi. Ki, bu devletin yapması gereken genel bir durumdur. İkincisi ise, İstanbul’un yeraltına metro ağının yaygınlaştırılıp güçlendirilmesi. Bu iki neden, aynı zamanda birbirini tamamlayan sebep-sonuç ilişkisidir de... Yani alternatifli ve entegreli toplu ulaşım araçlarının yaygınlaştırılması. Bilmem hatırlayanınız var mı, bundan bir önceki yerel seçimlerde, Ulusal bir gazetemizde 4 fotoğraf yayımlamıştı: “Şu Chicago’nun, şu Paris’in, şu Londra’nın, şu Moskova’nın, şu da bizim İstanbul’un yer altı metro ağı” diye. Bu fotoğraflardaki yergi, ilk dört şehrin ortak özelliği, şehrin altına yapılan metronun örümcek ağı gibi örülmüş olması, bizim İstanbul’un metro ağı ise malumunuz…
|