Bu kitap, Kurtuluş Savaşı'nda, Anadolu coğrafyasının işgali sırasında Yalova ve çevresinde yaşanan dramatik olaylardan birini içermektedir.
Bu olaylardan biri de Engere katliamı olup; tarihin tozlu sayfalarında ancak bir kaç sayfa ile sınırlı kalmasına rağmen, yaşanan acılar insanların yüreğinden yıllarca çıkmamıştı.
Buna karşın sevindirici olansa, bu kitabın yazarının 2000 yılında katliamın yapıldığı köye yerleşmesiyle tarihin canlı tanıklarına yetişmiş olmasıdır. (Bugün hepsi de Allahın rahmetine kavuşmuştur.)

Yazar Mehmet Ballı, uzun soluklu sözlü tarih çalışması yaparak, kayda aldığı notlarını edebiyatın tezgahında tarihi roman dilinde yeniden dokuyarak okuyucularının istifadesine sundu.
Ve dahi bu olayların gerçekliğini, İstanbul'daki önemli kütüphane arşivlerinde araştırmalar yaparak, Yalova ve çevresinde yaşanan katliamların belgelerini ulaşıp kitabının son sayfalarına kaynak olarak ekledi.
Yazarın deyişiyle;
" Aziz ecdadımızın, bu cennet Anadolu topraklarını kanlarıyla sulayarak nasıl bize emanet etttiğini anlatan bu öyküyü okurken, küllerinden doğan bir neslin gerçek hikayesine tanıklık edeceksiniz..."

E N G E R E
Tarihi Roman
Mehmet Ballı
Anatoliakitap Yayınevi
ISBN:9786054447206
220 Sahife
2011
İstanbul

ENGERE tarihi romanı tüm kitap marketlerden temin edebilirsiniz.

Engere Tarihi Roman Neyi Anlatıyor?

Tarih ve Edebiyat biribirini besleyen iki yaşamsal kaynaktır.
Tarihi olaylar insanın hafızasında yer eder. Tarihlerinden ders çıkartanlar toprağa kök salmış ulu çınarlar kadar sağlamdırlar. Ders çıkartamayanlar ise köksüz ağaç gibi en hafif rüzgârda devrilirler.
Tarihçiler tarihin fotografını çeker, tarihi romancılar ise bu fotografa bakarak kendi dugularını da katıp resmederler. İşte ENGERE böyle ortaya çıkmıştır.
Mehmet Ballı Engere tarihi romanı hakkında şu notu düşmüştü:
"Engere tarihi romanımız, Türk Milletinin Kurtuluş Savaşı'nda yaşadığı dramatik öykülerinden biriydi.
Engere katliamı, 26 Nisan 1921 sabahı Yunan ve işbirlikçi çetelerin ani baskınla yaklaşık 350 kişinin kadın, erkek, çocuk demeden hunharca öldürülüp bir köyün top yekün yok edilmesi olayını tarih kitaplarında belgeleriyle ortaya çıkartırken, aynı zamanda bizzat tarihin canlı tanıklarından bu olayları dinleme fırsatı buldum. Bu dramatik olayı yazma işi Engere ile bize nasip oldu...
Eski adı Kocadere-i Bâlâ şimdiki adı Şenköy olan Yalova'nın şirin köyüne 2000 yılında yerleştim. Bir süre sonra kahvelerinde masasına oturduğum köylünün yüreğinde saklı bir dramın olduğunu farkettim. Onlara kulak verip hikayesini dinlediklerim tarihin canlı tanıkları idi. Bu dram, Kurtuluş Savaşı yıllarında, işgalci Yunanlıların yerli etnik Rum'lara çeteler kurdurarak bu köyde dahil olmak üzere Yalova'daki tüm Türk köylerine saldırtıp katliamlar yapmışlar. 6 sene boyunca sözlü tarih çalışması yapıp 'mikro referans çalışma yöntemiyle' kaleme aldığım hikayenin belegelerine İstanbul'un kütüphane arşivlerden çıkardım.
Şükür ki, aziz ecdadımızın kanları ile suladığı bu mübarek toprakların şanlı bir tarihi romanlarla daha yüceldi. Bizde bu misyonla, tarihin tozlu sayfalarında saklı kalmış dramatik bir olayı ENGERE tarihi romanla Edebiyat Tarihine not düşerek gelecek neslimize köprü görevi üstlendik."
...
Enger Tarihi Romanı; 1. Dünya Savaşı'nda, Anadolu coğrafyasının işgali sırasında Yalova ve çevresinde yaşanan dramatik olaylardan birini içermekte.
Aşağıda kitabın özetinin de verildiği üzere, bu kitapta; Kurtuluş Savaşı’nda, işgalci Yunan kuvvetlerinin Yalova ve çevresinde kurduğu çetelerle yerli Rum ve Ermeni tebaayı kışkırtıp Türk köylerini basarak olaylar çıkartırlar.
Bunlardan biride Engere Rum köylüsünün destekçileri ile komşu Kocadere-i Bâlâ köyünü basarak, evlere saldırmışlar, direnenleri oracıkta katledip topladıkları köylüyü Engere köyüne götürerek Ayayorgi Kilisesi'nde tutsak etmişlerdir. Bir gün sonra da Dersaadet'e gönderme bahanesiyle bindirdikleri 6 adet kayık daha sahilden açılamadan mitralyözlerle tarayarak batırırlar. Ancak, yapılan bu katliamdan kaçarak kurtulan birkaç yiğit kişinin, olayların durulmasıyla köyüne geri dönerler. Bu insanlar birkaç kez evlenerek nesillerini çoğaltıp el ele vererek canla başla çalışıp köylerini yeniden imar ederek adınıda 'Şenköy' olarak değiştirirler.

Tarihe not düşülen bir vesika ile Engere dramı şöyle özetlenmekteydi:"Vahşet evlerde, sokak aralarında, deniz sahilinde yapıldı. Kocadere-i Bala Köyü haricinde aynı tarihlerde komşu Türk köyü olan Kocadere-i Zir'de de Bekir Onbaşı'nın iki katlı ahşap evine kapayarak üzerlerine gaz düküp ev ateşe verildi. Camii yakıldı, tarihi Kovuklu Çınara dini kitaplar doldurularak yakıldı. kaçmak isteyenler kurşunlandı. Kocadere Köylerindeki insanlar kendi mahallelerinde komşu Engereli insanlar tarafından şehit edildi. Tarihi evraklara göre, bu katliam sırasında toplam şehit sayısı 830 olarak geçmektedir."

Tarihi Roman Engere Kitabının Özeti:

Topraktan suyun çekilmesi gibi, vicdanlardan merhamet çekilirse insanlık ölür…

Kurtuluş Savaşı’nda, işgalci Yunan kuvvetleri Yalova ve çevresinde çeteler kurdurtur. Bu çeteler yerli Rum ve Ermeni tebaayı kışkırtarak işgalci kuvvetlerin de desteğiyle Türk köylerini basarak olaylar çıkartır. Bu olayların biri de; yıllar yılı kardeşlik türkülerinin söylene geldiği iki komşu köyün biribirine düşürülmesinin hikâyesiydi.
Çeteler ve işbirlikçilerin yardımı ile kışkırtılan Rum Engere köylüleri, ansızın bir sabah komşu Kocadere-i Bala Türk köyünü basarak, evleri yağmalayıp insanları köy meydanında toplarlar. Direnenleri oracıkta kurşuna dizerler ve geriye kalanların tamamını sahildeki Engere'ye götürerek Kilise'de tutsak ederler.
Bu tutsaklar arasındaki Sabri Kahya, önce tek başına kurtulmayı başarır ve ertesi gün geri dönerek; Ahbabı Engere’nin bakkalı Anastasi'nin yardımıyla ailesini kurtarmak ister fakat başarısız olur ve sonra dağa kaçar!..
Engere Kilisesinde aç susuz tutsak edilen insanlar, bir gün sonra Der-saadet’e gönderme bahanesiyle kadın-erkek-çocuk demeden kayıklara bindirilir ve kayıklar daha sahilden uzaklaşamadan çetelerin mitralyözlerle taramasıyla kayıkların tamamı batırılır. Kıyıya vuran yaralıları dahi yüksek Engere kayalıklarından sağ kurtulamayacak şekilde denize atılırlar!
Yunanlıların yenilip Anadoludan çekilmesiyle Rum Engere köylüleri de korkudan Yunanlıların gemilerine binerek köyü terk ederler. Bu katliamdan sağ kurtularak bir yıl sonra köyüne dönen Sabri Kahya adındaki bir yiğit sayesinde Kocadere-i Bala Köyü küllerinden yeniden doğar adeta.

Önce dağa kaçan, sonra Bursa üzerinden meşakkatli bir yolculukla İstanbul’a ulaşan Sabri Kahya, İstanbul’da baba dostu bir oduncunun yanında kalır. Bu sırada Eftalya adında bir kıza âşık olur ve tam evlenmeye karar verdiği anda Eftalya'nın Rum kızı çıkması üzerine, acısı tazelenir ve evlenmekten vazgeçerek yeni bir kederle köyünün yolunu tutar.
Köyüne ulaştığında katliamdan kurtulan birkaç kişi karşılar onu. Her defasında eşlerinin ölmesiyle birkaç kez evlenerek neslini çoğaltan Sabri Kahya, arkadaşları ile el ele vererek gece-gündüz çok çalışıp köylerini imar ederek tekrar eski ihtişamına kavuşturdukları köylerinin adını da 'Şenköy' olarak değiştirirler.

"Allah sizin gibi insanları yeryüzünde çoğaltsın, yürütsün büyütsün…"

Çok Değerli Hocam,

Okulum adına sizin güzel sohbetinize ,
ülkemizin değerlerine sahip duygu ve düşüncelerinize,

kültürümüzü sahiplenme sevdanıza canı gönülden teşekür ediyorum.

Sizin gibi değerleri ayağımıza kadar getiren ve bizlerle tanışma imkanı yaratanlarada
küçücük mahalleden kücücük yüreklerden, kocaman kalbi sevgiler gönderiyoruz.

Allah yolunuzu açık etsin,
bu toprakların ve insanların sizin gibi kıymetli, başarılı, yazarlara çok ama çok ihtiyacı var.
...

Yazarımız olarak sizleri ağırlamak bizleri daima mutlu eder.
Bizlerde size bir kere daha teşekür ediyoruz.
Ağzınıza, nefesinize , emeğinize, kalbinize, aklınıza sağlık.
Selam ve saygılarımla 

-.-
N. BAYKAN