Gıda Silahtır!
Geçenlerde iş çıkışında mahallemizdeki bir markete uğradım. Eve birkaç şeyler alırken marketin manav reyonunda bir bal kabağı dikkatimi çekti. Rengiyle, iriliğiyle, dilimlerinin belirginliğiyle o kadar güzel gözüküyordu ki, dayanamayıp aldım. Aslında meyve ve sebzeyi semt pazarından alırım daha sağlıklı bulduğum için. Bu gün işte balkabağı güzelliğine vurulduk…
Daha alırken bir tuhaflık hissettim, kilo ve fiyattaki hafifliğinden!.. Neyse eve getirdim. Evdekler de “Aaa, ne güzel kabakmış!” diye hayran kaldılar.
Birkaç gün sonra eşime, “Geçen marketten aldığım kabağı getirir misin, ben kesmek istiyorum” deyip önüme kabağı alarak bıçağı vurduğumda gördüklerim karşısında bir an dehşete düştüm!.. Kabağın içinden çillenmiş çekirdekler çıkmasın mı! Kabağın güzelliğine inat içi koftu. Yanı bir insanın kafası sığacak kadar boşluk bir yana, kabağın kendi çekirdekleri çillenmekle kalmayıp o boşlukta kıvrıla kıvrıla yaklaşık 20 cm. lik fide olup uzamıştı!.. Kabağın kendi ise vıcık vıcıktı ve iyi gözükmüyordu. O an anladım ki bu GDO’lu bir ürün!.. Yani genleriyle oynanmış kabak! İbret olsun diye önce fotoğraflarını çektim. Sonra kabağı çöpe attım.
Bu kabağı aldığım market Türkiye’nin en büyük zincir marketlerinden biriydi. Ertesi gün kabağı aldığım markete giderek ilgililere durumu izah ettim lakin belli ki işleri başlarından aşmış ilgilenmediler bile…
Bu işin peşini bırakmayıp internetten araştırarak bir sonraki gün o büyük zincir marketin Marmara Bölge sorumlusuna ulaştım. Telefonda beni gayet nazik karşıladı. Durumu bir kez de ona anlattım. Bana hak verdi ve “İsterseniz kabağın bedelini geri ödeyelim, zaten tüm şubelerimizdeki o kabağı kaldırma talimatı verdik” dedi. Bense, “Ben işin parasında değil, kendimin ve vatandaşın sağlığını düşünüyorum, kabağı kaldırdınız da, domatesi, şeftalisi, mısır gibi diğer GDO’lu ürünler ne olacak!” Deyip telefonu kapadım. Meğer bu tür şikayetler daha önce de gelmiş.Sonra kabağın fotografını çekip bu yazıyla paylaşmak istedim...
Güzelim Anadolu’nun mis gibi kokan bal kabakları dururken gel de GDO’lu kabak ye…
Her şey zaten köyden kente göçle başlamadı mı?
Bu durum, sadece bizim değil küresel bir sorun! Dünya nüfusu arttıkça endüstriyel ürünlere talepte artıyor. Çünkü doğal ürünler yetmiyor ve bunu fırsata çevirecek rantçılar ortaya çıkıyor!
Açgözlülük!
Bu iş en çok da küresel sermayenin iştahını kabartıyor. Onlar da hemen kolları sıvayıp önce laboratuvarlarda tohumların genleriyle oynadılar; sonra o bozulan tohumlardan yetişen gıdalar insanları hasta etti; şimdi de al sana ilacı diyorlar!.. Yani tohumu alana hastalığı bedava!
Çünkü önce ilacı çıkartıp sonra hastalığı ürettiler…
Kessinger öyle dememiş miydi, “Gıda silahtır!..”
Bizde bunları araştırıp öğrendiğimiz için ara ara kalemimizle ufak dokunuşlar yapıyoruz. İnsana, hayvanata, doğaya, doğala ve sosyal hayata duyarlı olduğumuz için arada bir insani değerlere dair böyle yazılar yazıyoruz. Çünkü sağlık her şeyin başı! Sağlıkla kalın... yazarmehmetballi@gmail.com
|