17- Ki, kendilerini bununla denemek için.(17) Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse,(18) (Allah,) onu 'gittikçe şiddetli artan' bir azaba sürükler.
18- Şüphesiz mescidler, (yalnızca) Allah'a aittir. Öyleyse, Allah ile beraber başka hiç bir şeye (ve kimseye) kulluk etmeyin (dua etmeyin,(19) tapmayın) .
19- Şu bir gerçek ki, Allah'ın kulu(20) (olan Muhammed,) O'na dua (ibadet ve kulluk) için kalktığında, onlar (müşrikler,) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi.
20- De ki: "Ben gerçekten, yalnızca Rabbime dua ediyorum ve O'na hiç kimseyi (ve hiç bir şeyi) ortak koşmuyorum."(21)
21- De ki: "Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (irşad) sağlayabilirim."
22- De ki: "Muhakkak beni Allah'tan (gelebilecek bir azaba karşı) hiç kimse asla kurtaramaz ve O'nun dışında asla bir sığınak da bulamam."
23- "(Benim görevim,) Yalnızca Allah'tan olanı ve O'nun gönderdiklerini tebliğ etmektir.(22) Kim Allah'a ve O'nun Resulüne isyan ederse, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere onun için cehennem ateşi vardır.(23)
AÇIKLAMA
17. Yani, bakalım bu nimet hasıl olduktan sonra teşekkür mü edecekler yoksa nankörlük mü edecekler? Verilen nimetleri doğru yerde mi kullanacaklar yoksa yanlış yerde mi harcayacaklar?
18. Zikirden yüz çevirmek;insanın Allah'ın gönderdiği nasihatleri kabul etmemesi; aynı zamanda Allah'ın zikrini duymak bile istememesi ve Allah'a ibadet etmekten yüz çevirmesidir.
19. Bütün müfessirler, ibadetgâhtan mescidler manasını anlamışlardır. Eğer biz de bu manayı alırsak bunun anlamı "Mescidlerde Allah'a ibadet ederken Allah'tan başkasını şerik koşmayın" olur. Hasan Basri'ye göre, bütün yeryüzü ibadetgâhtır. O zaman bu ayetin manası "Yeryüzünde Allah'a hiçbir kimseyi şerik koşmayın." şeklinde olur. O bu anlamı şu hadisten istidlal etmektedir. Peygamber (s.a) "Benim için bütün yeryüzü ibadetgâh ve temizlenme yeri kılındı" buyurdu. Said bin Cubeyr ise mescidden insanın üzerine secde ettiği, el, ayak, yüz, diz vs. gibi uzuvları anlamıştır. Bu yoruma göre ayetin manası şöyle olur: "İnsanın bütün azalarını Allah yarattı. O halde onların üzerinde Allah'tan başkasına secde edilmemelidir."
20. Buradaki Allah'ın kulundan kasıt Allah Rasulü'dür.
21. Yani, Allah'a duada bulunmak itiraz edilecek bir husus değil ki bunlar o kadar çok buna kızıyorlar. Oysa kötü olan, bir kimsenin Allah'a şerik koşmasıdır ki ben öyle yapmıyorum. Sizler böyle yapıyorsunuz ki Allah'ın adını duyunca üzerime çullanıyorsunuz.
22. Yani, kesinlikle ben, Allah'a ilahlıkta bir payım olduğunu ve insanların kaderini değiştirmenin benim elimde olduğunu iddia etmiyorum. Ben sadece bir elçiyim. Bana hangi görev verilmişse -ki o da Allah'ın mesajını size ulaştırmaktır- ondan fazla bir şey değilim. İlahlık kudretine gelince, o herşeyiyle Allah'ın elindedir. Değil başkasına zarar veya fayda vermek, ben kendime bile bunun için bir yetki sahibi değilim. Eğer ben Allah'a karşı itaatsizlik yapsam ondan kaçarak sığınacağım başka bir yer yok. Ve Allah'ın zatından başka sığınacak yerim yoktur. Bkz. Şura, an: 7.
23. Bundan, "her günah ve isyanın cezası ebedî cehennemdir" anlamı çıkmaz. Doğrusu, bu bağlamda burada "Allah ve O'nun elçisinin Tevhid'e çağrısını reddeden ve şirkten vazgeçmeyen kimsenin ebedî cezası cehennemdir" manası anlaşılmaktadır.