Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla

1- İstekte bulunan biri, (muhakkak) gerçekleşecek olan bir azabı istedi.(1)
2- Kafirler için olan, bu (azabı) geri çevirecek kimse yoktur.
3- (Bu azab) Yüce makamlar sahibi olan Allah'tandır.(2)

AÇIKLAMA

1. Metinde, "" cümlesi vardır. Bazı müfessirler, bundan soru sormak anlamını alarak ayetin manasını şöyle açıklamışlardır: "Sorucu, senin haber verdiğin azab ne zaman olacak diye sordu." O zaman Allah (c.c) bu kafirlerin üzerine azabın geleceği cevabını vermiştir. Fakat müfessirlerin çoğu bunu soru değil de talep etme, isteme manasında düşünmüşlerdir. Nesei ve diğer bazı muhaddisler, İbn Abbas'tan Hakim'in de sahih dediği şu rivayeti naklederler: "Ey Allah! Eğer bu senin tarafından tehdid edilen azab doğru ise bize gökten taş yağdır, ya da bizi çetin bir azaba uğrat (Enfal: 32) diyen Nadr bin Haris bin Katade'dir. Bunun dışında Kur'an'ın diğer bazı yerlerinde kafirlerin "O bizi korkuttuğunuz azab hadi niye gelmiyor?" şeklinde kafa tutuşlarını aktarmaktadır. Mesela Yunus: 46-48; Enbiya: 36-41; Neml: 67-72; Sebe: 26-30; Yasin: 45,52; Mülk: 24-27.
2. Ayette "zil-mearic" kelimesi geçmektedir. Mearic, ma'rec'in çoğuludur. Manası "merdiven ya da bunun gibi bir şeyle yukarıya doğru yükselmek"'tir. Allah (c.c) için "zil-mearic" denilmesi, O'nun en yüce ve üst olduğunu belirtmek içindir. Bir sonraki ayette beyan edildiği gibi O'nun huzuruna çıkmak için melekler peşpeşe derecelere yükselirler.