46- Daha doğrusu onlara va'dedilen (asıl azab) kıyamet-saatidir. O, kıyamet-saati, 'kurtuluşu olmayan daha korkunç bir bela' ve daha acıdır.
47- Hiç şüphesiz suçlu-günahkâr olanlar, bir şaşkınlık (sapıklık) ve çılgınlık içindedirler.
48- Ateşin içinde yüzükoyun sürüklenecekleri gün: Cehennemin dokunuşunu tadın" (denecek) .
49- Hiç şüphesiz, biz her şeyi bir kader ile yarattık.(25)
50- Bizim emrimiz, bir göz çarpması gibi yalnızca 'bir keredir'.(26)
51- Andolsun biz sizin benzerlerinizi yıkıma uğrattık.(27) Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
52- Onların işlemiş oldukları her şey kitaplarda (yazılı) dır.
53- Küçük, büyük her şey satır satır (yazılı) dır.(28)
54- Hiç şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nehir (çevresin) dedirler.
55- Oldukça kudretli, mülkünün sonu olmayan (Allah) ın yanında doğruluk makamındadırlar.

AÇIKLAMA

25. Yani, dünyada hiçbir hadise tesadüf değildir. Herşey bir takdire bağlıdır ve herşey başlar, gelişir ve son bulur. Bu dünyanın hakkında da bir takdir vardır, devam etmektedir ve bir süre sonra da son bulacaktır. Allah'ın tayin ettiği vakit geldiğinde, hiç kimse onun sonunu durduramaz ve o vakti ileri veya geri almaya kimsenin gücü yetmez. Bu kainat ezeli ve ebedi değildir. Sonsuza kadar devam edemez. Ayrıca bu bir çocuk oyuncağı da değildir ki istenildiği zaman parçalanarak, atılsın.
26. Yani, kıyameti getirmek için bizim ne bir hazırlığa ne de bir zamana ihtiyacığımız vardır. Bir emrimiz kafidir.
27. Yani, şayet bu kainatı Adil ve Hakim bir zat'ın yarattığını değil de, onun tesadüfen meydana geldiğini zannediyor ve sonunda bir ceza veya mükafat olmadığına inanıyorsanız, dilediğinizi yapın. Ama takındığınız bu tavır yüzünden, önceki kavimlerin teker teker helâk edildiklerini de unutmayın.
28. Yani, hiç kimse yaptıklarının unutulacağı yanılgısına kapılmasın. Bilakis her şahıs, grup ve toplumun yaptıkları kaydedilmektedir ve vakti geldiğinde onlar önüne serilecektir.
KAMER SURESİNİN SONU