19- Allah'ın düşmanlarının bir araya getirilip-toplanacakları gün işte onlar, ateşe bölükler halinde dağıtılırlar."(23) -(24)
20- Sonunda oraya geldikleri zaman, onların işitme, görme (duyuları) ve derileri kendi aleyhlerine şahitlik edecektir.(25)
21- Kendi derilerine dediler ki: "Niye aleyhimizde şahitlik ettiniz?" Dediler ki: "Her şeye nutku verip-konuşturan Allah, bizi konuşturdu.(26) Sizi ilk defa O yarattı ve O'na döndürülmektesiniz."
22- "Siz, işitme, görme (duyularınız) ve derileriniz aleyhinizde şahitlik eder diye sakınıp-korunmuyordunuz. Aksine, yapmakta olduklarınızın birçoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz."
23- "İşte bu sizin zannınız; Rabbiniz hakkında beslediğiniz-zannınız, sizi bir yıkıma uğrattı,(27) böylelikle hüsrana uğrayanlar olarak sabahladınız."
AÇIKLAMA
23. Burada, gerçekten ateşe sürülecekleri değil, Allah'ın huzuruna hesap vermek için götürülecekleri kastolunmaktadır. Ancak, zaten sonunda cehenneme gideceklerinden, böyle bir ifade kullanılmıştır.
24. Yani, önce bir nesil daha sonra başka bir nesil hesaba çekilmeyecek, bilakis bütün nesillerin hesabı birarada görülecektir. Çünkü bir şahsın veya bir neslin bıraktığı etkiler onların ölümüyle sona ermez. Aksine ölümden sonra da devam ederek nesiller boyu iz bırakır. Bu yüzden karar vermek için, birbirlerine şahitlik etsinler diye, tüm nesiller bir araya getirileceklerdir. İzah için bkz. A'raf an: 30
25. Bir hadiste bu husus şöyle izah edilmiştir: "Bir suçlu kıyamet gününde yaptıklarını inkar ettiğinde, Allah onun uzuvlarına emir verecek ve onlar onun yaptıklarına karşı şahitlik edecekler." Bu hadisi Enes, Ebu Musa el-Eş'ari, Ebu Said el-Hudri ve İbn Abbas rivayet etmişlerdir. (Müslim, Nesei, İbn Cerir, İbn Ebi Hatim, Bezzar.) Ayrıca izah için bkz. Yasin an: 55.
Bu ayet ile birlikte daha birçok ayet ahiretin yalnız ruhani bir âlem olmadığını ispatlamaktadır. Yani insanlar aynı ruh ve beden ile diriltilecekler ve dünyada iken nasıl bir bedene sahip iseler, en küçük ayrıntısına kadar orada da aynı bedene sahip olacaklardır. Çünkü, işledikleri suçları aynen aktarabilmeleri için aynı uzuvların olması gerektiği aşikardır. Bu konuda kesin deliller için bkz. İsra: 49-51 ve 98, Müminun: 35-38 ve 82-83, Nur: 24, Secde: 10, Yasin: 65, 78, 79, Saffat: 16-18, Vakıa: 47-50, Naziat: 10-14.
26. Bundan, insanın sadece azalarının değil, herşeyin onun yaptıklarına şahitlik edeceği anlaşılmaktadır. Aynı husus Zilzal Suresi'nde şöyle açıklanmıştır. "Yer içindekileri çıkardığı ve insan, "Ona ne oluyor" dediği zaman, işte o gün yer haberlerini söyler. Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir" Yani insanoğlu onun üstünde ne yapmışsa anlatır. Çünkü Allah ona böyle emretmiştir.
27. Hz. Hasan Basri bu hususu çok güzel bir biçimde izah etmiştir. "İnsan Allah'ı nasıl tasavvur ederse, amellerini de o tasavvura göre ayarlar. Bir mü'min, Rabbi hakkında doğru bir tasavvura sahipse amelleri de doğru olur. Kafir, münafık, fasık ve zalim kimselerin amelleri yanlıştır. Çünkü onların Rableri hakkındaki tasavvurları da yanlıştır." Aynı hususu Hz. Peygamber (s.a) gayet öz ve veciz bir biçimde şöyle anlatmıştır: "Rabbin, kulum beni nasıl tasavvur ederse, ben öyleyim" der". (Buhari, Müslim)