19- İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp durmaktadırlar.(12)
20- Derler ki: "Eyvahlar bize; bu, din günüdür."
21- "Bu, sizin yalanlamakta(13) olduğunuz (mü'mini kâfirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür."
22- "Zulmetmekte olanları,(14) eşlerini(15) ve tapmakta olduklarını bir araya getirip toplayın."
23- "Allah'tan başka (taptıklarını) ;(16) artık onları cehennemin yoluna yöneltip götürün."
24- "Ve onları durdurup-tutuklayın, çünkü onlar, sorguya çekileceklerdir."
25- (Onlara seslenilir:) "Ne oluyor size, birbirinizle (dünya olduğu gibi) yardımlaşmıyorsunuz?"
26- Hayır, bugün onlar teslim olmuşlardır.(17)
AÇIKLAMA
12. Yani, "Vakit geldiğinde herkesin ayağa kalkması için, Allah'ın emri (bir ses) yeterlidir." Burada ölümden sonraki diriliş tablosu şöyle çizilmiştir. Adeta tüm insanlık başlangıçtan, tâ kıyamete kadar sürekli uyumaktadır ve kendilerine yapılan bir çağrıdan sonra hemen ayağa kalkacaklardır.
13. Muhtemelen ya müminler onlara hatırlatmaktadırlar, ya da bu meleklerin bir sözünden ibarettir veya haşr meydanının manzaraları bunları akla getirmektedir ya da bir süre sonra kendi kendilerine anlamsızca şöyle söylemiş olabilirler: "Vah halimize tüm hayatımız boyunca, yalanlayıp, inkâr ettiğimiz kıyamet günü ile şimdi karşılaştık."
14. "Zalimler" ifadesi sadece başkalarına zulmeden kimseleri değil, Allah'a karşı gelip, isyan eden herkesi kapsamaktadır.
15. "Eşleri" ifadesiyle, kendileriyle birlikte isyan ettikleri hanımları da kastediliyor olabilir veya bu ifadeden tüm asilerin, birlikte bu suçu işleyen kimselerin gruplar halinde bulunacağı manası da anlaşılabilir.
16. Burada, biri, başkalarını Allah'a isyan ettirmek için çalışan insanlar ve şeytanlar, diğeri, müşriklerin taptıkları ağaçlardan ve taşlardan putlar olmak üzere ma'budun her iki türü de kastolunuyor.
Birinci anlamdaki ma'budlar, asilerdir ve cehenneme gireceklerdir. İkinci anlamdaki ma'budlar ise, "Kendilerine tapanlar onların ne kadar zavallı olduklarını görsünler ve taptıkları saçmalıktan utansınlar" diye hep birlikte cehenneme sevk edileceklerdir. Bir de bunların dışında bazı cahillerin kendilerine yaptıkları ma'budlar vardır. Ancak ma'bud edinilen bu kimseler hayatları boyunca şirke karşı çıkmış ve insanları tevhide davet etmiş olan peygamberler, veliler ve hatta meleklerdir. Elbette bunlar, diğer ma'budlar gibi kendilerine tapanlarla birlikte cehenneme sevk edilmeyeceklerdir.
17. Burada ilk cümle ile sadece asi ve mücrimlere hitap edilirken, ikinci cümleyle umuma hitap edilmekte ve sonuçta ortaya şöyle bir manzara çıkmaktadır. "Orada bu günün isyan eden müstekbirleri çaresizlik içindedirler ve hiç ses çıkarmadan, karşı koymadan cehenneme sevk edilmektedirler. Örneğin ekselanslar (!) , hizmetçilerinin gözleri önünde götürülürken, dünyanın o ünlü fatih ve diktatörleri rezil bir halde sürüklenmekte ve onların bu haline askerleri bile gülmektedirler. Sahte şeyhler, mahatmalar ve kutsal pederler, rezalet içinde yüzerlerken bu, müridlerinin hiç birinin umrunda bile olmaz. Yine liderler, önderler çaresizlik içinde cehenneme giderken, dünyada arkalarından koşup alkışlayanlar, onların yüzlerine bile bakmamaktadırlar. Hatta, sevgilileri için ölümü bile göze alan aşıklar, orada sevgililerin haline hiç aldırmazlar." Böyle bir manzaranın çizilmesinin amacı, insanoğlunun dünyada Allah'ın dışında kurduğu tüm ilişkilerinin kopacağının vurgulanmak istenmesidir. Çünkü dünyada şımarık olanların, kibirlenenlerin orada bu hallerinden eser bile kalmayacaktır.