103- Kimin de tartısı hafif gelirse, işte onlar da kendi nefislerini hüsrana uğratanlar,(96) cehennemde de ebedi olarak kalacak olanlardır.
104- Ateş, onların yüzlerini yalayarak-yakar da onun içinde onlar, (etleri sıyrılmış olarak sırıtan) dişleriyle kalıverirler.(97)
105- Ayetlerim size okunuyorken, yalanlayanlar sizler değil miydiniz?
106- Dediler ki: "Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi; biz de sapan bir topluluk imişiz."
107- "Rabbimiz, bizi (ateşin) içinden çıkar, eğer yine (küfre) dönersek, artık gerçekten zalimler oluruz."
AÇIKLAMA
96. Ahiretteki 'başarı' ve 'başarısızlığın' ölçüsü hakkında bkz. an: 1 ve 50.
97. "" derisi soyulmuş ve dişleri ve çene kemikleri açığa çıkmış yüz demektir. Hz. Abdullah bin Mes'ud kendisine kâlih'in anlamını soran birine şu karşılığı vermiştir: "Boğazlanmış bir hayvanın ütülenmiş kellesini hiç görmedin mi?"