67- Musa, bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı.(41)
68- "Korkma" dedik. "Şüphesiz sen, üstün gelecek olan sensin."
69- "Sağ elindekini atıver, onların yaptıklarını yutacaktır;(42) çünkü onların yaptıkları yalnızca bir büyücü hilesidir. Büyücü ise nereye varsa kurtulamaz."
70- Bunun üzerine büyücüler, secdeye kapandılar:(43) "Harun'un ve Musa'nın Rabbine iman ettik" dediler.(44)
AÇIKLAMA
41. Hz. Musa "Siz atın" der demez, hemen sihirbazlar asalarını ve iplerini atmışlar, bu ona sanki yüzlerce yılan üzerine geliyormuş hissi vermiş ve Hz. Musa onlardan elinde olmadan korkmuştur. Bunda şaşılacak bir şey yoktur. Çünkü bir peygamber de en nihayetinde insandır. Bunun yanısıra Musa (a.s) sihir gösterisinin halkta kendi mucizesi ile ilgili bir yanlış anlama yaratmasından korkmuş da olabilir.
Bu, sıradan insanlar gibi bir dereceye kadar peygamberlerin de sihirden etkilenebileceklerine delildir. Fakat sihirbazların onun peygamberliği üzerinde bir etki yapmaya, vahiyle onun arasına girmeye veya onu saptırmaya güçleri yetmez. Bu nedenle Hz. Muhammed'in (s.a) bir müddet için bir sihrin etkisinde kaldığını rivayet eden hadisleri yanlış kabul etmenin hiçbir nedeni yoktur.
42. Bu cümle iki şekilde tefsir edilebilir: 1) Mucize sonucu bir canavar şekline dönüşen asa, yılan gibi görünen tüm sopa ve bastonları gerçekten yutmuştur. 2) Canavara dönüşen asa sihirbazların yılanlarını gerçekten yutmamış, fakat onlar üzerindeki sihirin etkisini yok etmiş ve onlar tekrar eski hallerine dönüp ip ve sopa olmuşlardır. Biz ikinci yorumu kabul ediyoruz, çünkü A'raf: 117 ve Şuara: 45'de şöyle denmektedir: "Onların uydurduklarını derleyip-toplayıp yutuyor." Burada ise ifade şöyledir: "Elindekini at, onların yaptıklarını yutacaktır. Çünkü onların yaptıkları ancak bir büyücü hilesidir."
43. Hz. Musa'nın (a.s) asasının gücünü gördüklerinde, ister istemez sanki biri onları buna zorluyormuş gibi hemen secdeye kapandılar. Çünkü bunun bir sihir değil büyük bir mucize olduğunu anlamışlardı.
44. Sihirbazların bu şehadeti, onların karşılaşmanın amacından tamamen haberdar olduklarını göstermektedir. Bu, sihirbazlarla Hz. Musa'nın becerilerinin denendiği bir karşılaşma değildi. Bilakis, Hz. Musa'nın Allah'ın elçisi olduğu iddiasının doğru olup olmadığını belirleyecek bir karşılaşma idi. Eğer asa canavar şekline dönüşürse bu bir sihir değil, mucize demekti. Diğer taraftan Firavun, sihirbazların becerisi ile onun bir mucize değil sadece bir sihir olduğunu ispatlamak istiyordu. Bu aynı zamanda Firavun'un adamlarının ve halkın mucize ile sihir arasındaki farkı çok iyi kavradıklarını göstermektedir. İşte bu nedenle sihirbazlar Allah'ın kudreti sayesinde gösterilen mucizenin kendi sihirlerini ortadan kaldırdığını görünce Hz. Musa'nın daha becerikli ve sihirbaz olduğunu söylemediler, bilakis hemen secdeye kapandılar ve "Musa'nın ve Harun'un Rabbine iman ettik" dediler.
Firavun tarafından Hz. Musa'yı "teşhir etmek" için düzenlenen oyun, sonuçta kendi aleyhine dönmüştü. Bütün sihirbazlarını, halka bir asanın yılana döndürülmesinde olağanüstü birşey olmadığını, çünkü her sihirbazın bunu becerebileceğini göstermek amacıyla toplamıştı. Fakat sihirbazların yenilgiye uğraması ve şehadet getirmesi, Hz. Musa'nın gerçekten Allah'ın elçisi olduğunu ve asanın yılana döndürülmesinin sihir değil, bir mucize olduğunu ispatlıyordu.