69- Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver.(57) Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır.(58) Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır.(59)
70- Allah sizi yarattı, sonra sizi öldürüyor,(60) sizden kimi de, bildikten sonra bir şey bilmesin diye,(61) ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilir. Şüphe yok, Allah bilendir, her şeye güç yetirendir.
AÇIKLAMA
57. "... Rabbinin gösterdiği düz yollardan git." "... hayatının kolayca akıp gitmesi için sana Allah'ın vahyi tarafından öğretilen metodlara uygun bir şekilde çalış." Arılara, yumurtalar için ayrı, bitki özünü bala çevirmek ve yiyecek depolamak için ayrı peteklerden, yani hayatın her yönü için ayrı bir petekten oluşan o mükemmel fabrikayı ve kovan içindeki düzeni sağlamalarını öğreten şey Allah'ın vahyidir. Arılara bu "fabrikayı" düzen içinde yürütmeyi, bir kral ve çeşitli işlerle görevli binlerce işçiden oluşan bir topluluk kurmayı öğreten de Allah'ın vahyidir. Onlara vahiy yoluyla o denli açıklık getirilmiştir ki arılar bunu düşünmeye bile ihtiyaç duymazlar. Onlar bu düzeni yüzyıllardan beri toplu çabalarıyla tam bir uyum içinde sürdürmektedirler.
58. Bal hem lezzetli bir besin kaynağıdır, hem de tıbbi yönden yararlıdır. Birinci özelliği herkes tarafından bilindiği için burada özellikle ikinci niteliğine değinilmiştir. Bal, bir çok hastalığın tedavisinde kullanılır, çünkü çiçek ve meyvelerin suyunun ve glikozunun en güzel bir şekilde birleşiminden oluşmuştur. Bunun yanısıra bal çürüyüp bozulmadığı için diğer ilaçların hazırlanmasında ve korunmasında da kullanılır.
Başka şeylerin çürüyüp bozulmasını da engeller. Bu nedenle yüzyıllardan beri bal, alkolün yerine kullanılmaktadır. Eğer arı-kovanı şifalı bitkilerin bol olduğu bir yerde ise, o kovanın balı sadece bal değil aynı zamanda o şifalı bitkilerin de bir özü olur. Eğer arılar bilinçli bir şekilde bitkilerden öz elde etmek için kullanılsalar, büyük bir ihtimalle elde edilen bu öz, labaratuarlarda elde edilen özden çok daha iyi olur.
59. Bu pasajda (48-69. ayetler) tevhid ve öldükten sonra dirilme hakkında deliller yer almaktadır. Bu delillere yer vermek gerekliydi, çünkü kafirler ve müşrikler Hz. Peygamber'e (s.a) özellikle bu iki nokta nedeniyle karşı çıkıyorlardı. Birinci ilkeyi, yani tevhidi kabul etmek, şirk ve inkara dayanan tüm hayat tarzını yıkmaktaydı, çünkü yardımcı, Veli ve Rızık veren olarak Allah'ı kabul etmek başka bir tanrı veya puta yer bırakmıyordu. Tevhidin ispatı sağmal hayvanların, arıların, hurma ağacının ve üzümün yapısının ve bunların insanlar için olan faydalarının gözlenmesine dayandırılmaktadır. Bunlar gözlendiğinde insanın aklına doğal olarak şöyle bir soru gelir: Bunları bu şekilde ve bu amaçla düzenleyen kim?" Tek açık ve doğru cevap, tüm bunları hikmet sahibi ve merhametli olan Allah'ın insanlara yiyecek sağlamak için bu kadar mükemmel yarattığıdır. O halde Hz. Peygamber (s.a) haklı olarak şöyle demektedir: "Size süt, bal, hurma, üzümler ve daha nicelerini veren Allah olduğunu kabul ettiğinize göre, ki bunu kabul etmek zorundasınız; sadece O'nun ibadete, şükre, övülmeye ve bağlanmaya layık olduğunu da kabul etmelisiniz. Neden hâlâ kendi yaptığınız ilâh ve putlara ibadet etmeye devam ediyorsunuz?"
Kafirlerin en çok itiraz ettikleri ikinci konu da öldükten sonra dirilme konusu idi. Onlar bu ilkeye karşı çıkıyorlardı, çünkü eğer bunu kabul ederlerse tüm ahlâk sistemlerini değiştirmeleri gerekiyordu ve onlar da bu ahlâksız hayat tarzını değiştirmeye hazır değillerdi. Onların karşı çıkmalarının tek dayanağı, bir kimseyi öldükten sonra diriltmenin imkansız olduğunu sanmalarıydı.
Onlara bir zamanlar kupkuru olan bir toprağın, yağmurun yağmasıyla nasıl birdenbire tekrar canlandığını gözlemeleri istenmekte ve bu döngüyü her yıl izlemekte oldukları söylenmektedir. Ölü bir toprağı canlandırıp bitkilerle donatan Allah aynı şekilde hiç bir zorluk çekmeksizin ölü bir insanı da tekrar diriltebilir.
60. Burada vurgulanan nokta şudur: Allah sadece (önceki ayetlerde belirtildiği gibi) sizin hayati ihtiyaçlarınızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda O sizin hayat ve ölümünüz hakkında tek söz sahibi ve Hakim olandır. O'ndan başka hiç kimse öldürme veya diriltme kudretine sahip değildir.
61. Bu nokta, müşriklere ve kafirlere, insanı yeryüzündeki diğer yaratıklardan üstün kılan bilginin Allah tarafından verildiğini bildirmek için vurgulanmıştır: Bir zamanlar bilgiye sahip olan insanın yaşlanınca bir et yığını gibi kaldığını görürsünüz. Bir zamanlar başkalarına bilgi öğreten bu adam tüm duygularını yitirir ve kendisine bile bakamayacak hale gelir.