34- Dünya hayatında onlar için bir azab vardır, ahiretin azabı ise daha zorludur. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiç bir koruyucu da yoktur.
35- Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup-sakınanların (mutlu) sonudur, küfre sapanların sonu ise ateştir.
36- Kendilerine kitap verdiklerimiz, sana indirilen dolayısıyla sevinirler; fakat (müslümanların aleyhinde birleşen) gruplardan, onun bazısını inkâr edenler vardır. De ki: "Ben, yalnızca Allah'a kulluk etmek ve O'na ortak koşmamakla emrolundum. Ben ancak O'na davet ederim ve son dönüşüm O'nadır."(55)
37- İşte böylece biz onu (Kur'an'ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Andolsun, sana gelen bu ilimden sonra, onların heva (istek ve tutku) larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir yardımcı-dost, ne de bir koruyucu vardır.
38- Andolsun, senden önce de biz peygamberler gönderdik, onlara eşler ve çocuklar verdik.(56) Allah'ın izni olmaksızın (hiç) bir peygambere herhangi bir ayeti (mucizeyi) getirmek olacak iş değildi.(57) Her ecel (tesbit edilmiş süre) için bir kitab (yazı, hüküm, son) vardır.
AÇIKLAMA
55. Bu ayet müşrikler tarafından yükseltilen özel itiraz yaygarasına bir cevaptır. Onlar şöyle demekteydiler: "O, (iddia ettiği gibi) kendisinden önceki peygamberlerin getirdiği mesajın aynısını getirmişse eğer, niye o halde, daha önceki peygamberlerin izinden giden Yahudi ve Hırıstiyanlar öne atılıp onu teşrif etmiyorlar?" Bu ayet bu yaygaraya cevap veriyor ve diyor ki, önceki peygamberlerin gerçek izleyicileri Kur'an'ın bildiklerinden sevinç duyarlar fakat sahteleri küplere biner. Bu yüzden ayette Rasulullah'a bu konudan endişe duymaması söylenmekte: "Ey Rasul! Onların memnun ya da kızgın olmalarını aklına takma. Onlara sarahatle, Kur'an'ın Rabbinden gelen bir Hidayet olduğunu ve ne pahasına olursa olsun onun yolundan gideceğini anlat."
56. Bu ayet bir başka itiraz sorusuna cevaptır: Müşrikler kadınları ve çocukları var diye O'nun Allah Rasulü olamayacağını ileri sürmüşlerdi. Çünkü onlara göre peygamberlerin bu tür dünyevi arzuları olamazdı.
57. Bu ayet de şöyle bir itiraza cevaptır: "Eğer o gerçek bir peygamber olsaydı Musa'nın mucizevi asası ve parlayan eli gibi bir mucize gösterirdi. Yahut İsa gibi körlerin gözünü açar ve cüzzamlıları iyi eder, Hz.Salih'in dişi devesi gibi bir mucize getirirdi." Cevap şudur: Ne daha önceki peygamberlerin bir mucize göstermeye kudreti vardır, ne de bu peygamberin. Allah gerekli olduğunu gördüğü yer ve zamanda bir mucize göstermiştir ve gerekli olduğunu gördüğü yer ve zamanda da gösterecektir. Ve ben kendimde böyle bir kudret olduğunu iddia etmedim ki böyle bir şey benden istensin!"