17- (Allah) Gökten bir su indirdi de dereler kendi miktarınca çağlayıp aktı. Sel de yüze vuran bir köpük(31) yüklendi. Bir süs veya bir meta sağlamak için ateşte üzerine yakıp-erittikleri şeyler (madenler) de de bunun gibi bir köpük (artık) vardır.(32) İşte Allah, hak ile batıla böyle örnekler verir. Köpüğe gelince, o atılır gider, insanlara yarar sağlayacak şey ise, yeryüzünde kalır. İşte Allah örnekleri böyle vermektedir.
18- Rablerine icabet edenlere daha güzeli vardır. O'na icabet etmeyenler ise, yeryüzündekileri tümü ve bununla birlikte bir katı daha onların olsa mutlaka (kurtulmak için) bunu fidye olarak verirlerdi.(33) Sorgulamanın en kötüsü(34) onlar içindir. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yaratıktır o!..
AÇIKLAMA
31. Bu benzetmede Allah'ın Rasulü'ne gönderdiği vahy, gökten indililen yağmura; müminlerse ırmak ve derelere benzetilmektedir. Yataklarını kapasitelerine göre yağmur suyuyla dolduran ırmaklar nasılsa, Rasulden kabiliyetleri kadarıyla bilgi alan müminler de öyledir. Öte yandan İslami Haraket'in düşmanları tarafından koparılan yaygara, akan suyun yüzeyinde dansetmeye başlayan ve kısa bir süre sonra yok olup giden kabarmış köpüğe benzetilmektedir.
32. Nasıl, madenler saflaştırılmak için ocakta erililirken üzerlerinde bir köpük tabakasının zuhur etmesi gayet tabii bir hadise ise, kötü insanlar da aynı şekilde, saflaşmak üzere zulüm ocaklarından geçirilen iyi insanlar işkence çekerken, onlardan ayrılarak yüzeye çıkarlar ve harici bir unsur haline gelirler.
33. Bu ayet şunu gösterir: Müşrikler öylesine acıklı bir azap içinde olacaklar ki kurtulmak için herşeylerini vermekten tereddüt etmeyeceklerdir.
34. "İşte hesapları kötü (ağır) olanlar bunlardır": Onlar kötü amellerinin tüm sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaklardır. Hiç bir günah, hiçbir hata kısaca hiçbir şey unutulmayacak hiç bir kötülük cezasız kalmayacaktır.
Kur'an'dan Allah'a isyan edenlerin sıkı bir hesaba maruz kalacaklarını öğreniyoruz; buna karşlılık inananlar ve Rabb'lerine itaat edenlerin hesapları "hafif" olacaktır. Sadakatleri dikkate alınarak, davaları yumuşak bir edayla yürütülecek ve genelde yaptığı iyilikler hesaba katılarak, kusurlarının çoğu affedilecektir. Bu, Rasülullah'ın (s.a) bir Hadis-i Şerifiyle daha da açıklığa kavuşmuştur. Hz.Aişe rivayet ediyor: "Dedim ki: Ey Allah'ın Rasulü! Kur'an'da korkutucu bir ayet var: Kim bir kötülük yaparsa cezasını görür. (Maide 123) . Allah Resulü cevap verdi: Ey Aişe, Allah'ın mümin ve itaatkar kullarının hesabını nasıl kolay göreceğini bilmiyor musun? Bu dünyada başına gelen musibet bir diken batması bile olsa Allah tarafından günahlarının o veya bu kısmına kefaret olarak kabul edilecektir. Ahiret'te herhangi bir günahın hesabını vermeğe çağrılan herkes onun karşılığını görecektir. Bunun üzerine Hz.Aişe sordu: Şu halde "Amel defteri sağ tarafından verilenler kolay bir hesap verecekler" (İnşikak: 7-8) ayetindeki kolay hesaptan kasıt bu olmalı. Allah Rasulü şöyle cevap verdi: Bu ayet, yalnızca onların tüm amellerinin yani - iyi ve kötü tüm davranışlarının - Allah'ın huzuruna takdim edileceğine işaret etmektedir; yoksa tüm amellerinin hesabını vermek üzere çağrılan bir kimse tamamen helak edilecektir.
Aynı şey bu dünyada bile olmaktadır. Bir efendi kendisine bağlı ve itaatkar hizmetçisine yumuşak davranır, onun küçük kusurlarını hoşgörür ve hatta sadakatle hizmet etmesini gözönünde bulundurarak onun büyük kusurlarını bile affeder. Buna karşlılık eğer bir hizmetçi hain ve dikkafalı ise yaptıkları hizmetlerin hiçbiri gözönünde bulundurulmaz ve hem küçük hem de büyük kusurları cezalandırılır.