162- De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim,(143) dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır."
163- "O'nun hiç bir ortağı yoktur. Ben böyle emrolundum ve ben müslüman olanların ilkiyim."
164- De ki: "O, her şeyin Rabbi iken ben Allah'tan başka bir Rab mi arayayım?(144) Hiç bir nefis, kendi aleyhinden başkasını kazanmaz. Günâhkar olan bir başkasının günah-yükünü taşımaz.(145) Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir."
165- O sizi yer yüzünün halifeleri kıldı ve size verdikleriyle sizi denemek için(146) kiminizi kiminize göre derecelerle yükseltti. Şüphesiz senin Rabbin, sonuçlandırması pek çabuk olandır ve şüphesiz O, bağışlayandır, esirgeyendir.

AÇIKLAMA

143. Arapça 'nüsük' kelimesi, kurban anlamına gelebildiği gibi, tüm diğer ibadet şekilleri anlamına da gelir.
144. Yani, 'Gerçekte Allah Kâinattaki' herşeyin Rabbi iken, başka bir şey nasıl benim Rabbim olabilir? Tüm Kâinatın O'nun Kanununa teslim olduğunu görüp durur ve benim de kâinatın bir parçası olarak fizikî ve yaşantımda O'na teslim olmam gerekirken, sürdürmem için bana irade ve sağduyu verilmişken hayatımın bu yanı için yol gösterici olarak bir başka rabb aramam akıllıca bir iş olur mu?
145. Herkes kendi yaptıklarından sorumludur ve yaptıklarının hesabını verecektir ve bu sorumluluk hiçbir şekilde bir başkasına yüklenemez.
146. Bu ayette üç gerçek ortaya konmaktadır:
1) Kâinattaki herşey Allah'a aittir; tüm insanlar da Allah'ın pek çok şeyini kendilerine emanet etmesi ve bunları kullanacak güç ve yetenek vermesi anlamında yeryüzünde O'nun halifeleridir.
2) Emanetlerle ilgili olarak Allah halifelerine farklı mertebeler vermiş ve bazılarını ise başkalarından daha iyi çalışabilme kapasitesiyle donatmıştır. Buna paralel olarak, O'nun insanlara verdiği güç ve yeteneklerde de farklılık vardır; O güç ve yetenek yönünden bazılarını bazılarından daha da üstün kılmıştır.
3) Son olarak, Allah dünya hayatının yalnızca bir denemeden ve yukarda süzünü ettiğimiz insana emanet edilen tüm şeylerin güç ve yeteneklerini ise insanın denenme araçlarından ibaret olduğunu açıkça belirtmektedir. Tek tek her insanın emanete nasıl davrandığı, emanet çerçevesinde bu şeylerden ne ölçüde yararlanabildiği, güç ve yeteneklerini nasıl kullandığı, eksiksiz olarak kaydedilmektedir. Bu deneme (imtihan) 'nin sonucu, kişinin ahiretteki mertebesini belirleyecektir.
EN'AM SURESİNİN SONU