53- Böylece: "Allah içimizden bunlara mı lütufta bulundu?" demeleri için onlardan bazısını bazısıyla denedik.(36) Allah, şükredenleri daha iyi bilen değil mi?
54- Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse kuşku yok, O, bağışlayandır, esirgeyendir."(37)
55- Suçlu-günahkârların yolu apaçık ortaya çıksın diye, ayetlerimizi işte böyle birer birer açıklamaktayız.(38)
56- De ki: "Ben, sizin Allah'tan başka tapmakta olduklarınıza tapmaktan nehyedildim." De ki: "Ben sizin heva (istek ve tutku) larınıza uymam; yoksa bu durumda ben şaşırıp sapmış ve doğru yolu bulmamışlardan olurum."
57- De ki: "Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azab) da yanımda değildir.(39) Hüküm yalnızca Allah'ındır. O doğru haberi verir ve O ayırd edenlerin en hayırlısıdır."
58- De ki: "Kendisine acele etmekte olduğunuz şey benim yanımda olsaydı, benimle aranızda iş elbette bitirilmiş olurdu. Allah zulmedenleri en iyi bilendir."
AÇIKLAMA
36. Yani, "İslâm nimetini yoksullara, kimsesizlere ve toplumda aşağı mevkileri işgal edenlere vermekle zengin ve kibirli sınıfı imtihana çekmekteyiz."
37. Allah, Rasûlüne 'Cahiliyye' günlerinde çirkin günahlar işlemiş izleyicilerini, Allah'ın kendilerini affedeceğini ve tevbe edip yollarını düzeltenlere hoşgörülü davranacağını ve dolayısıyle, İslâm düşmanlarının kınamalarının daha önce yaptıkları konusunda onları üzmemesini belirterek teselli etmesini söylüyor.
38. 55. ayetin anlamını iyi kavramak için, müşriklerin "Bu Peygambere Rabbinden bir ayet indirilmeli değil mi?" şeklindeki sorusunu söz konusu eden 37. ayeti göz önünde bulundurmalıyız. Bu ayeti izleyen bölümde (38-54. ayetler) bol bol ayet (mucize) bulunduğunu fakat kafirlerin onları görmek istemediğini göstermek için çok sayıda apaçık ayet (delil) sayılmıştır. Sonra 55. ayette bu tür kişiler sanki şöyle denilerek uyarılmaktadır: "Böylece biz ayetlerimizi apaçık ortaya koyuyoruz ki, bu ayetlere rağmen küfürlerinde direnenler suçluluklarını kanıtlamaktadırlar. Çünkü onlar, Doğru Yol'u gösterecek ayetler olmadığından değil, kendileri bu ayetleri görmek istemediklerinden bile bile sapıklık yolunu seçmektedirler."
39. Burada muhaliflerin tehdit edildikleri Allah'ın azabını istemelerine işaret olunmaktadır. Onlar, "Biz seni açıkça inkâr ve red edip dururken, neden bize bir azap gelmez? Eğer sen gerçekten Allah tarafından gönderilmiş olsaydın, o zaman seni inkâr edeni, sana hakaret edeni yer yutmalı ve yıldırım çarpmalıydı. Nasıl olur da, Allah'ın elçisi ve onun peşinden gidenler akla gelmedik işkenceler görürken, onlara işkence edenler neşeyle hayat sürüp duruyorlar?" diyorlardı.