32- Bu nedenle, İsrailoğullarına şunu yazdık:(53) Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yer yüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksızca) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur.(54) Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, peygamberlerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan birçoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır.
33- Allah'a ve Resulüne karşı savaş açanların ve yer yüzünde(55) bozgunculuğa çaba harcayanların cezası, ancak öldürülmeleri, asılmaları ya da elleriyle ayaklarının çaprazca kesilmesi veya (o) yerden sürülmeleridir.(56) Bu, onlar için dünyadaki aşağılanmadır, ahirette de onlar için büyük bir azab vardır.

AÇIKLAMA

53. Yani, "Hz. Adem'in (a.s) zalim oğlunun gösterdiği aynı öldürme belirtilerini gösterdiklerinden dolayı, Allah İsrailoğulları'na öldürmekten vazgeçmelerini emrediyor. Bu yüzden, öldürme konusunda böylesi keskin önlemler getiriliyor." Fakat, ne yazık ki bu kıymetli talimatlar elimizdeki Kitab-ı Mukaddes'te yer almamaktadır. Ne var ki, Talmud'da şöyle denmektedir: 'İsrail'den tek bir kişiyi öldüren, tüm ırkı öldürmüş gibi cezalandırılacaktır ve İsrail'den tek bir kişiyi koruyan, Allah'ın Kitabı'na göre, tüm dünyayı korumuştur.' Yine Talmud'da, İsrailîlerden bir hâkimin öldürme (katl) olayında tanığa, "İsrail'den tek bir kişiyi öldüren tüm ırkı öldürmüş gibi cezalandırılacaktır" diyerek onu uyaracağı yazılıdır.
54. Bu, insan hayatının kutsallığını vurgulamak içindir; insan hayatının korunması için herkesin ve her bir kişinin başkasının hayatının kutsallığını kabul edip onun korunmasına yardım etmesi gerekir. Haksız yere bir başkasının hayatını alan, yalnızca bir kişiye zulmetmekle kalmamış, aynı zamanda insan hayatının kutsallığıyla ilgili hiçbir duygu, başkalarına karşı hiçbir merhamet duygusu taşımadığını göstermiş demektir. Bu nedenle o tüm insanlığın düşmanı demektir. Çünkü herkes aynı tür katı kalpliliğin kurbanı olursa, tüm insanlığın sonunun gelmesi kaçınılmazdır. Buna karşılık, eğer bir kişi tek bir insan hayatının korunmasına yardım ederse, tüm insanlığa yardım etmiş demektir. Bu yardımı o insanın, tüm insan soyunun devamına katkıda bulunacak niteliklere sahip olduğunu gösterir.
55. Burada 'arz'dan kastedilen, kanun ve düzenin devamının, İslâm'ın sorumluluğu altında bulunduğu ve "Allah'a ve Rasülü'ne harp açmanın" İslâm'ın haklı ve meşru yönetim sistemine karşı savaşmak demek olduğu ülke veya bölgedir.
Allah'ın Hz. Peygamber'i (s.a) göndermesinin nedeni, dünyada dirlik-düzenlik tesis etmesi içindir. Buna göre sadece insan değil, hayvan ve bitkiler bile korunacaktır. Bu, insan fıtratına göre mükemmelliktir. Bununla kâinatın tüm imkanları kullanılırken, insanın ilerlemesi ve refahı için bunlardan yararlanılacak ama insanlığın zararı için yararlanılmayacaktır. Böyle bir nizamı bozmaya çalışmak gerçekten Allah ve Rasûlü'ne karşı bir savaştır.
56. Hâkim içtihadını kullanarak, suçun niteliğine ve boyutuna göre bu cezalardan birisini verebilir.