80- O, melekleri ve peygamberleri sizin Rabler edinmenizi emretmez. Siz, müslümanlar olduktan sonra, size küfrü mü emredecek?(68)
81- Hani Allah peygamberlerden 'kesin bir söz (misak) ' almıştı: "Andolsun size Kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksanız."(69) Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?" Onlar: "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım" demişti.
82- Artık kim bundan sonra sırt çevirirse, onlar fasık olanlardır.(70)
83- Peki onlar, Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O'na teslim olmuştur(71) ve O'na döndürülmektedirler.
AÇIKLAMA
68. Bu iki ayet, birçok topluluğun peygamberlerine atfettikleri yanlış sıfatların, bir meleği veya bir peygamberi ilâh veya tapınma nesnesi yapmak için Kitap'ta yaptıkları değişiklikerin toptan reddedilişidir. Burada önemli bir formül gözler önüne serilmektedir. Allah'tan başkasına ibadeti öğreten ve Allah'ın bir kulunu ilâhlık makamına yücelten hiçbir mesaj Allah'ın talimatı olamaz. Bu nedenle bir kitapta böyle bir şeyin varlığı, onun sonraki yılarda sapık bir kimse tarafından kitaba eklendiğinin açık bir delili olarak görülmelidir. O halde "Allah'ın oğlu olma veya O'na eşit olma" iddiası hiçbir şekilde Hz. İsa'nın (a.s) kendisi tarafından ortaya konulmuş olamaz. Ancak O'nun sapık takipçilerinden biri bunu uydurmuş olabilir.
69. Bu şu anlama gelir: "Ey kitap ehli! Siz, kendi peygamberinize verdiğiniz sözle Muhammed'e (s.a) inanmak ve O'na yardım etmekle yükümlüsünüz. Çünkü biz her peygamberden (ve onlara uyanlardan) , yeryüzünde bizim öngördüğümüz hayat tarzını kurmak ve tebliğ etmek için tarafımızdan gönderilen her peygambere yardım etmeleri konusunda söz aldık. Bu nedenle siz O'na karşı önyargılı olmamalısınız, dini de kendi tekelinizde sanmamalısınız; Hakk'a karşı çıkmak yerine, Hakk'ı yaymak amacıyla ortaya çıkan bayraktarın sancağı altında toplanmalısınız."
Bu bağlamda bu sözün Hz. Muhammed'den (s.a) önce gelen bütün peygamberlerden alındığını açıkça belirtmekte yarar var. Böylece her peygamber kendinden sonra gelecek olan peygamberi halkına haber vermiş ve onlardan, gelen peygambere uymaları istenmiştir. Fakat Hz. Muhammed'den (s.a) de böyle bir söz alındığını bildirir bir delile, ne Kur'an'da, ne de hadislerde rastlanmamaktadır. O, ümmetine kendisinden sonra bir peygamber geleceğini de bildirmemiştir. Aksine O, peygamberlerin sonuncusu olduğunu söylemiştir.
70. Bu, Ehl-i Kitab'ın, Hz. Muhammed'e (s.a) karşı çıkıp O'nun davetini reddederek Allah'a verdikeri sözü tutmadıkları anlamına gelir. Onlar kendi peygamberlerinin Allah'la yaptığı sözleşmeyi önemsemiyorlardı. Bu nedenle onlar, Allah'ın koyduğu sınırları aşan azgın ve sapıklardır.
71. Yani, "Bütün kâinat ve onun içindekiler İslâm'a uyup Allah'a teslim olurken, aynı kâinatta yaşayan bu kâfirler İslâm'dan başka hangi hayat nizamına uymaya çalışıyorlar?"