|
1909
Leo
Hendrik Baekeland bakaliti buldu. Baekeland 1905'te doğal
bir reçine olan gomalakın yerini tutabilecek bir maddeyi
sentez yoluyla üretebilmek için araştırmalara başladı.
Araştırmaları formaldehit ile fenolün yüksek sıcaklık
ve basınç altında yoğunlaşma ürünü olan ve ısıtıldığında
yumuşamayan
plastik maddelerin ilk örneği olarak çığır açan
bakaliti bulmasıyla sonuçlandı. |
1911 Norveç'li
kaşif Roald
Amundsen, 14 Aralık 1911 günü kendisine eşlik eden 4
kişi ve 54 köpekle güney kutbuna ulaştı. |
1911
Süperiletkenler
keşfedildi. Hollandalı fizikçi Heike Kamerlingh Onnes,
belirli şartlarda cıvanın süperiletken olduğunu
buldu. Sonradan iki düzineden fazla elementin ve binlerce
metal alaşımının da süperiletken olabileceği
bulundu. |
1912
Kıtaların
kayması kuram ortaya atıldı. Aslında bir meteorolog
olan Alman bilim adamı Alfred Wegener, başlangıçta tüm
kıtaların Pangea adında tek bir kıta olduğu, sonradan
parçalanıp dağılarak zamanla günümüzdeki yerlerine
ulaştığı görüşüne dayanan kıtaların kayması
kuramını ortaya attı. |
|
1911
Ernest
Rutherford, atom modelini geliştirdi. Alfa parçacıklarının
ince metal levhalardan geçişini inceleyen Rutherfort,
alfa parçacığı artı yüklü olduğundan levhadan geçişi
sırasında metal atomlarındaki artı yüklerin itici
etkisiyle sapmaya uğrayacağını ama parçacığın kütlesi
çok büyük olduğu için sapmanın küçük olacağını
düşünüyordu. Yapılan deneylerde alfa parçacıklarının
gerçekten de genel olarak küçük sapmalar gösterdiği
fakat büyük açılarda sapan parçaların da bulunduğu,
hatta bazen bir parçacığın yönünü değiştirip
geri döndüğü gözlendi. Bu durum o günlerde geçerli
olan atom modeline uymuyordu. Böylesine büyük kütleli
alfa parçacığını bu denli saptırabilmesi için
atomdaki bütün artı yüklerin ve kütlenin çok küçük
bir hacimde yoğunlaşmış olması gerekiyordu..
Rutherford, bu fikirden yola çıkarak geliştirdiği
atom modelinde atomun, çok kuçük hacimli, yoğun ve
artı yüklü bir çekirdek ile bunun çevresinde dönen
küçük kütleli ve eksi yüklerden oluştuğunu ortaya
koydu. |
1911 Polonyalı
kimyager Casimir Funk, parlatılmamış pirinçte
bulunan ve beriberiyi önleyen maddenin bir tür amin
olduğunu belirleyerek buna vitamin adının verilmesini
önerdi. Bütün vitaminlerin yapısının
birbirine benzediği düşünüldüğünden
bu terim kısaca bütün yardımcı maddeler için kulanıldı. |
1913
Niels
Bohr atomun yapısını açıklığa kavuşturdu ve bunu
anlattığı ünlü makalesini yayımladı. Bohr'un atom
modeli, özellikle hidrojen atomunun yapısını
belirleyen modeli, önceki klasik modellerden köklü biçimde
farklıydı. Bu model, kuantum modelini hesaba katan ilk
modeldi ve tümüyle kuantum mekaniğine dayanan
modellerin öncüsüydü.
|
|
|