XI.SONUÇ
Ülkemizdeki yüzyıllardır süren ve artık
çözmemiz gereken sorun şudur. Egemenlik kimindir ?
Cumhuriyet kurulduğu andan itibaren egemenlik kayıtsız ve şartsız
milletindir. O zaman biz herşey hakkında temel kararları
veririz. Bizler egemenliğin sahibi olan vatandaşlar birilerini bizim işlerimizi
yapsın diye görevlendirip, ilgili makamlara getiririz.Yani patron ve işveren
egemenliğin sahibi olan halktır. Tüm kamu görevlilerinin ve seçilenlerin
maaşlarını vergilerimiz dolayısıyla biz veriyoruz. Bu nedenle bizim yararımıza
çalışmak onların görevleridir. Bunu unuturlarsa kendilerine hatırlatacağız.
Daha da önemlisi egemenliğin kimde olduğunu biz unutmayacağız. Eğer
unutursak bu egemenlik alanımız hemen birilerince işgal ediliyor ve bizim
kafamız karışıyor. Bu karışıklıktan birileri faydalanıp bizim çıkarlarımıza
aykırı olarak “şunu yap, bunu yapma” demeye ve “bu yönde yasalar çıkarmaya”
başlıyorlar.
Bu nedenle yasal düzenleme veya kural koyma işi de bizimdir ve biz
yapalım. Her birey değerli olduğu için temel hak ve özgürlüklerimizin başkalarına
zarar verilerek kullanılmasını engellemek için biz bir uzlaşma yapalım ve
kimsenin kimsenin ayağına basmayacağı, basarsa da adaletli olarak cezalandırılacağı
kuralları koyalım. Bunları yaparken de Amerika’yı yeniden keşfetmeyip,
OECD ve Avrupa Birliği normlarını esas alalım. Zaten saydığım gibi şu
anda kişisel bilgilerin korunması ve e-ticaret ile ilgili birkaç özel konu dışında
eldeki kanunlar çoğu internet yoluyla hukuk kuralları ihlalini cezalandırıyor.
Hatta internette diğer alanlarda olduğu gibi özgürlükler aşırı kısıtlanmış
durumdadır. Bu yüzden yeni ceza maddelerine gerek yok. Yukarıda saydığım
yasal düzenlemelerden sadece bireye doğrudan doğruya zarar verme ile ilgili
ceza maddelerini ve kişilik haklarına tecavüz edenlere karşı yollar içeren
hukuk kurallarını muhafaza edelim. Ama çoğunluğu 1930’lardan veya
demokrasi dışındaki ortamlardan kalan yasaları atalım. Muhafaza
ettiklerimizde de hapis cezaları yerine ön ödemeli caydırıcı para cezaları,
zorunlu hizmetlerde çalışma ve meslek yasaklama gibi çağdaş cezalar koyup,
bunlara uyulmazsa hapis cezasını düşünelim. Yasal düzenlemeler konusunda
uzlaşma sağlandıktan sonra da bunları görevlendirdiğimiz temsilcilerimiz
olan milletvekillerimize vererek yasalaşmasını sağlayalım.
Bu arada yeni yasal durum sağlanıncaya kadar vaziyet kötüdür. Özgürlükler
yukarıda saydığım birçok yasa ile sıkı biçimde sınırlandırılmıştır.
İnternet teknolojisi ve içeriğinin yüzde doksandokuz oranında insanlığa
yararlı olduğunu yadsıyan ve yüzde birlik kötüniyetli kesimi cezalandırma
histerisine kapılan bazı kamu görevlileri ve bunların hık deyicileri ayrıca
yeni sınırlamalar içeren yasal çalışmalar hazırlanmaktadır ve her an bir
sürprizle karşılaşabiliriz.
İşte bu nedenlerle; özellikle teknolojik gelişmenin ve düşünce açıklama
özgürlüğünün henüz özümlenemediği bu ortamda, hiçbir içerik ve
servis sağlayıcıya veya site sahibine yahut birden fazla kişiye internette düşüncelerini
açıklayan ve haber veren kişilere
; “bu işi bu ülkede yapmayın, posta kutusu şirketlerinin olduğu ada ülkelerinde
sistemi kurup, adreslerinizi veya isimlerinizi alıp, içerik ve servis sağlama
işlerinizi, düşünce ve haber verme işlerini oradan yapın, burada sadece
erişim sağlayın, adınıza, adresinize ulaşılamasın” demiyorum ama
bir kazaya uğramamak için çok çok dikkatli olun diyorum. |
|