E.ELEKTRONİK TİCARETTE UYGULANACAK HUKUK Elektronik ticaret, doğası gereği
ülkeler arasındaki fiziki sınırları kaldırdığından kullanıcılar için
sonsuz ticari imkanlar sunmaktadır. Bununla birlikte, ülkeler arasındaki sınırların
kalkıyor olması yasaların uygulanması açısından sorun yaratabilecektir.
Değişik ülke vatandaşlarının elektronik ortamdaki ticari ilişkilerinde
hangi ülke yasalarının uygulanacağı konusu halen tartışma yaratan
konulardan biridir. Elektronik ticarette alıcı ve satıcının farklı ülkelerden
olması hallerinde hangi ülke hukuku kurallarının uygulanması hakkında doğacak
kanunlar ihtilafı sorunlarının da çözümlenmesi gerekmektedir.[1] Bizdeki hukuk kurallarına
bakarsak, Ticaret Kanunu’na göre iki grup ticari iş bulunmaktadır. İlk
grubu; Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar, ikinci grubu ise ticari işletmeyle
ilgili diğer bütün muamele, fiil ve işler oluşturmaktadır. Ticaret Kanununda düzenlenen
hususlar esas itibariyle ticari işletme ile ilgili hususlardır. Ancak, ticari
işletmeyle ilgisi bulunmasa bile sadece Ticaret Kanununda düzenlendiği için
ticari sayılan hususlar da bulunmaktadır. Örneğin, TTK madde 763deki ticari
senetler ile geçici olarak eşya veya yolcu taşımada veya TTK madde 87deki
tacir olmayan şahıslar arasında yapılan cari hesap sözleşmelerinde de
Ticaret Kanununun ilgili hükümleri uygulama alanı bulmaktadır. Ticaret
Kanunu’nda ticari işletme ve sözleşmelerin yanı sıra, haksız fiil sayılan
bazı hususlar da düzenlenmiş bulunmaktadır. Haksız rekabet, gemilerde çatma
ve ticaret Şirketlerinde ortakların veya organların haksız fiilleri dolayısı
ile şirketlerin sorumluğu hakkındaki Ticaret Kanunundaki
177, 256, 321, 489, 321 ve 542. madde hükümleri haksız fiillere örnek
olarak verilebilir. Ticari işletmeyle ilgili haksız fiiller de ticari iş sayılmaktadır.
[2] Bu ifadelerden başka, Ticaret
Kanununun 21. maddesinin 2 . fıkrasına göre; bir taraf için ticari sayılan
bir iş sözleşmeyle ilgili bir konu değil ise karşı taraf bakımından sıradan
bir iş sayılacağı, ancak sözleşmeye dayanan bir iş ise kanunda aksine bir
hüküm olmadıkça diğer taraf için de ticari iş sayılacağı belirtilmiştir.
Birden fazla ülke vatandaşının içinde olduğu yabancılık unsuru taşıyan
ticari işlerden dolayı çıkabilecek ihtilaflar eğer bir ticari sözleşmeye
dayanıyor ise, bu taktirde hangi ülke hukukunun uygulanacağı pek bir sorun
oluşturmaz. 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında
Kanun'un 24 . maddesi; irade serbestisi ilkesinden hareketle, tarafların aralarında
yaptıkları ticari sözleşmeye uygulanacak hukuku açık bir şekilde seçebileceklerini
hükme bağlamış bulunmaktadır. Tarafların ticari sözleşme için seçtikleri
hukuk, Türk Hukuku olabileceği gibi yabancı bir hukuk da olabilir. Taraflar açık
bir şekilde bir hukuk seçmedikleri takdirde ortaya çıkan uyuşmazlıklarda
mahkemelerce borcun ifa yeri hukuku uygulanır. İki tarafa da belli borçlar yükleyen
akitlerde borç ilişkisinin ifa yeri birden fazla durumdadır. Böyle bir
durumda borç ilişkisinin ağırlığını teşkil eden edimin ifa yeri hukuku
uygulanacaktır. Örneğin, satım sözleşmesinde sadece para ödemesinde
bulunanın edimi o akdin karakteristik ifası değildir. Diğer akit tarafın
(satıcının) edimi sözleşmenin karakteristik ifasını teşkil eder. Bu
takdirde satıcının ifa yeri hukuku uyuşmazlığa uygulanır. Borç ilişkisinin
ağırlığını teşkil eden edim tespit edilemediği takdirde ise borç ilişkisinin
en yakın veya daha yakın irtibat halinde bulunduğu hukuk ticari sözleşmeye
uygulanacak hukuk olur. Haksız fiillerden doğan borçlara
ise aynı Kanun’un 25 . maddesi gereği haksız fiilin işlendiği yerin
hukuku uygulanır. Haksız fiilin işlendiği yerin fiil yeri mi yoksa zararın
doğduğu yer mi olduğu sorusuna anılan madde, “zararın meydana geldiği
yer” olarak cevap vermiştir. Haksız fiilin işlendiği yer ile zararın
meydana geldiği yerin farklı ülkelerde olması halinde, zararın meydana
geldiği yer hukuku uygulanır. Haksız fiilden doğan borç ilişkisi haksız
fiil yerine göre başka bir ülke ile daha yakın irtibatlı olduğu durumlarda
ise bu ülke hukuku uygulanabilir. Örneğin, iki Türk işadamının Almanya'da
bir otelde kendi aralarında işledikleri bir haksız fiile, haksız fiilin işlendiği
Alman hukuku yerine tarafların müşterek hukuku olan Türk hukuku
uygulanabilir. İhtilafları çözmekle görevli
olan resmi yargı mercileri davaları çok kez süratli bir şekilde
bitiremediklerinden, ticari ihtilafların hakem yoluyla çözümlenmesi esası
hemen her memlekette gelişmiş bulunmaktadır. Yabancılık unsuru taşıyan
ticari işlerde, daha açık bir deyimle ticari sözleşmelerden ve haksız
fiillerinden doğan borç ilişkilerinde iki şekilde hakeme başvurmak mümkündür.
Ya uyuşmazlıktan evvel, ticari sözleşme yapılırken sözleşmeye konulacak
özel bir tahkim şartı ile ya da uyuşmazlık çıktıktan sonra, uyuşmazlığın
hakem marifetiyle çözüleceğini öngören yazılı bir hakem anlaşması ile
hakeme başvurulabilir. İlgili Kanun’un 43 ve 45 .
maddeleri arasında yabancı hakem kararlarının tenfizi (uygulanması) usulü
de düzenlemiş bulunmaktadır. Yabancı hakem kararlarının Türkiye’de
tenfiz edilebilmeleri için “mütekabiliyet” unsurunun gerçekleşmiş olması
aranmaktadır. Milletlerarası planda görev yapan bir hakem teşkilatının
hangi ülkeye ait olduğunu tespit etmek çok zor hatta bazen imkansızdır.
Bunun yanında, yetkisini tamamen taraf iradelerinden alan bir hakem kararının
tenfizini mütekabiliyet şartına bağlamak tahkim müessesesinin niteliği ile
de bağdaşmamaktadır. Ancak, Türkiye 8.5.1991 gün ve 3731 sayılı Kanun ile
ticari nitelikteki uyuşmazlıklar açısından verilen hakem kararlarının
uygulanması konusunda New York Sözleşmesi'nin tarafıdır. Bu Sözleşme çerçevesinde,
Sözleşmeye taraf ülkelerde verilen hakem kararları MÖHUK 43 ile 45.
maddelerine göre değil, New York Sözleşmesi gereğince uygulanacaktır.
Elektronik ortamda yapılan ticaretten doğan kanunlar ihtilafı sorunları da
geleneksel olarak yapılan ticaretten doğan kanunlar ihtilafı sorunlarının
çözüm şekli ile aynı olmalıdır. Çünkü elektronik ortamda yapılan
ticaret nedeni ile ticari işin niteliği değişmemiş yalnızca ticari işin
oluşum biçimi değişmiştir. New York Sözleşmesi'nin hükümleri, ticari
uyuşmazlıklar konusunda Sözleşmeye taraf ülkelerde verilen hakem kararlarının
uygulanması için başka koşul aramıyor. [3] [1]
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Elektronik Ticaret koordinasyon Kurulu,
Elektronik Ticaret Hukuk çalışma Grubu Raporundan alınmıştır. [2]Dış
Ticaret Müsteşarlığı, Elektronik Ticaret koordinasyon Kurulu,
Elektronik Ticaret Hukuk çalışma Grubu Raporundan alınmıştır. [3]
Dış Ticaret Müsteşarlığı, Elektronik Ticaret koordinasyon Kurulu,
Elektronik Ticaret Hukuk çalışma Grubu Raporundan alınmıştır. |
|