ON
GÜNDE KUSURSUZ HAFIZAYA ULAŞIN
A-TANITIM: Kitap üç bölümden
oluşmaktadır. Birinci bölümde belleğin (hafızanın) insan
hayatındaki yerini ve her hafızanın geliştirilebileceği
anlatılıyor. İkinci bölümde hergün bir teknik işlenerek on
günlük bir uygulama ağırlıklı çalışma yöntemi
gösteriliyor. Üçüncü bölümde ise fotoğrafik bellek
anlatılıyor.
B-METODU: Bir uygulama kitabı olması
nedeniyle yol gösterme metodu izlenmiş. Yani bu kitap, bir
kurallar, prensipler, veciz sözler kitabı değil; uygulama
kitabıdır.
C-ÜSTÜNLÜKLERİ: Kitabın konusu çok
çarpıcı. Herkese bahşedilen hafıza nimetinden avantajlı
olarak yararlanmayı istemeyen yoktur herhalde. ‘Hiçbir bellek
iyi veya kötü değildir. Ancak verimi yüksek bellek vardır’
şeklindeki gerçekler, kitabı üstün kılıyor. Yani kitabın
değeri, hafızanın değerinden kaynaklanıyor.
D-YETERSİZLİKLERİ: Motivasyon çok
zayıf. Ayrıca seçilen vecizeler çok çarpıcı değil.
Mesela: ‘Bir insanın en güvenceli malı, belleğidir’
(Alexander Smith), ‘Bellek, zihin kitaplığı’ (Francis
Favvel) gibi...
Yazar maddi sıkıntıya girer. Kocasının tıp
eğitimini devam ettirebilmesi için ve yeni doğan çocuğuyla
daha yakından ilgilenme gerekçesiyle bir yarışmaya katılır
ve bir gecede 64.000 dolar kazanır. Bu parayı hiç ilgi
duymadığı boks alanında azim ve kararlılıkla ve
hafızasıyla kazanır. Yazar, bütün tanıdıklarına aynı
şeyleri tekrar tekrar anlatmaktansa, bir kitap yazmayı daha
karlı görür.
BİRİNCİ GÜN
Gerekeni, gerektiği anda ve yerde
hatırlamanız için, belleğin (hafızanın) sihirli gücü:
Hiçkimse unutkan biri olmak istemez. Çoğu kez
‘Dilimin ucunda’ deyimini kullanmak durumunda
kalmışsınızdır. Her zaman, hatta şu anda bile, bellek
aksamalarınızı giderebilirsiniz.
Dilerseniz hatırlama gücünüzü on gün
içinde on katına çıkartabilirsiniz. Aslında bu yetenek
herkeste mevcuttur. Bu eşsiz yeteneğin tam kapasiteyle
işletilmesi, onu kullanmayı istemeye bağılıdır ve
‘istemek’ yeterlidir. Her alanda veriminizi artırmak ve
aklınızdan geççirdiğiniz en olmayacak umutları bile aşacak
hedeflere erişmek sizin elinizde.
Sıradan bir insan, belleğinin sadece %
10’unu kullanabilir. Bununla birlikte içimizde zihinsel
gücümüzden % 100 yararlanmamızı sağlayacak bir yetenek
uyumaktadır.
Hafıza, hiç ara vermeden, sürekli çalışan
zihinsel bir mekanizmadır.
*Verimli bir hafıza yoksa, çok şey
yapılmadan kalır.
*Verimli bir hafıza yoksa, birçok önemli
hedefe ulaşılamaz.
*Verimli bir hafıza yoksa, hayatın değerli
diye sunduğu şeylerin büyük kısmı yitirilir.
Herşeyden önce bellememiz gereken bir gerçek:
KÖTÜ BELLEK YOKTUR! İyi ve kötü diye bilinen belleklerin tek
farkı, hatırlama teknikleridir. Bu kitapta da anlatılan
hatırlama tekniklerinden başka birşey değildir.
Belleği yaşanmış, işitilmiş ve okunmuş
olan herşeyi sayısı hesapsız çekmecesi bulunan dev bir
dolaba benzetebiliriz. Kullanacağımız bilginin çekmecesini
açar, yardımcı bilgilerle destekleyebiliriz. Bir şey zihinde
ilgi alanına göre kalır veya kalmaz. Mesela, dün veya
herhangi bir zamanda sokağa çıkmışsınızdır.
Yolda tanıdık bir kimseye rastladınız mı?
Rastladıysanız, bu tanıdığınız nasıl
giyinmişti?
Yolda bir kimseyle konuştunuz mu?
Ne üzerine konuştunuz?
Herhangi bir mağazanın önünden geçtiniz mi?
Vitrinine neler konmuştu?
Vereceğiniz cevapları iyice
düşünün ve her ayrıntıyı hatırlamaya çalışın.
Beyninizin ilginç bir işleme tarzı açığa çıkacaktır.
Beyninizde kalan ilgi alanınıza giren olaylar olduğunu
göreceksiniz.
Bundan sonraki her bölümde (kitapta
‘gün’ deniliyor), bellek gücünüzdeki % 10’luk artışı
göreceksiniz Şu ana kadar sıradan bir insanın belleğine
sahipsiniz.
% 100
% 90
% 80
% 70
% 60
% 50
% 40
% 30
% 20
% 10 Normal verim
İKİNCİ GÜN:
Bu bölümde iyi bir belleğe giden yolda iki
önemli işaret taşını göreceğiz.
Hayatta yaptığımız herşeyin bir nedeni, bir
gerekçesi vardır. Verimi yüksek, güçlü bir belleğe giden
bu yola çıkmamızın gerekçesi ne?
Hatırlarsanız, yazarımızın gerekçesi para
kazanmaktı. Bunun için hiç de bilmediği boks alanında bir
yarışmada binlerce dolar para kazanmıştı.
Gereç, otomobilinizin deposuna koyduğunuz
benzin gibidir. Yani sizi harekete geçirecek, güç verecek
kaynaktır. Sonra sadece istemek kalır. İstemeniz marş
motorunuzdur. Motor çalıştı mı, beyin motoru harekete geçer
ve isteğiniz gerçekleşene kadar stop etmeyecektir.
BELLEK, GEREKÇENİN ŞİDDETİ ÖLÇÜSÜNDE
GELİŞİR
Bu cümleyi bir defa daha okuyun. Yüksek sesle
okuyun. Şimdi kitaba bakmadan tekrarlayın. Sonra da kaleminizi
alıp bu cümleyi yazın.
Verimli bir bellek için sadece tekrar yeterli
değildir. Mesela, telefonunuzu günde kaç defa
kullanırsınız? Numaratörü kaç defa çevirirsiniz?
Cevabınız ‘defalarca’ olacaktır.
Peki, numaratörün iç tablasında harfler var
mıdır? Varsa, büyük harfler mi? Küçük harfler mi? Renkleri
ne? Defalarca bakmış olmanıza, ve defalarca kullanmış
olmanıza rağmen bu soruları doğru olarak
cevaplayacağınızı sanmıyorum.
O halde hafıza için sadece tekrar bir işe
yaramaz. Tekrar, gerekçeyle anlam kazanır. O halde belleğin
ikinci temel kuralı:
GEREKÇE + TEKRAR = BELLEK SAĞLAMLIĞI’dır.
Bellek motifini hiçbir zaman gözden
kaçırmayanlar, sadece onlar amaçladıkları hedefe çabuk,
kolay ve olabilecek en büyük başarıyla erişebilirler.
Onun için aşağıdaki noktaları içeren
açık listeler yapmanız lazım.
1-Verimi yüksek bellek için nedenleriniz?
2-Mükemmel bellekten beklediğiniz yararlar?
Bunları bir kağıda yazınız. Bu kitapta
‘Yazınız!’ denilen yerler yazılmazsa, başarılı
olunamaz.
Belleğin üçüncü temel kuralı ise:
Hatırlama yeteneği ne kadar zorlanırsa,
sağlamlığı da o kadar gelişir. Ayrıca yakın hedefler de
bellek eğitiminde önemlidir.
Şunu asla unutmayınız: Bellek gerekçeye
göre gelişir. GEREKÇE + TEKRAR = BELLEK SAĞLAMLIĞI,
Hatırlama tekniğinin zorlaması.
% 50
% 40
% 30
% 20 Bellek gerekçesi
% 10 Normal verim
ÜÇÜNCÜ GÜN:
Verimli bir bellek için üçüncü
adım keyfe bağımlılığı ve bağımsızlığı bir kenara
bırakıp hedefe yürümektir.
‘Ah! Şu anda keyfim hiç yerinde
değil. Birşey yapamam!’
‘Bugün çalışmak hiç işime gelmiyor’
‘Şimdi başka şeyler yapayım daha iyi’
Bu bahanelerin herbiri işten kaçmaktan başka
birşey değildir.
Ertelemek her ne sebeple olursa olsun,
güvensizlik oluşturur. İsteksizlik şu andan itibaren özür
olarak değerini kaybetmiştir.
İş yapmanın keyifle bir bağlantısı yoktur.
Çalışmaya hiç de hevesli olmadığınız günlerde de önemli
işler yapmış, buna karşılık yataktan kalktığınız zaman
bazı günler hiçbir işe başlayamadığınız olmuştur.
İnsanın keyfinin olup olmaması bağlayıcı değildir. Bu ruh
haletini yenebilirsiniz; ama nasıl?
İLK ADIM: Gelgeç hedeflere hedef
olmayınız. Çünkü bunlar zaman öldürme canavarından başka
birşey değildir. Bellek gücünüzü artırmak istiyorsanız,
işinize HEMEN başlamalısınız.
İKİNCİ ADIM: Her işe derhal girişin.
Girişmek istediğiniz işe hemen girişmezseniz, kaybedersiniz.
Erteleme (1 dakika bile olsa) yarın bir saat oluverir.
Unutmayınız: HER İŞE DERHAL GİRİŞİNİZ.
ÜÇÜNCÜ ADIM: Başladığınız her
işin sonunu getiriniz. şimdiye kadar yaptığınız şeylerin
üstüne yatmanız için çok erken.
Bütün benliğiyle bu üç kurala göre hareket
eden asla keyfinin kölesi olmayacaktır.
Özürlerin en göze çarpanı: ‘Öğrenmek
beni yoruyor!’ ‘Yorulan beynimden arada bir istirahati
esirgememeliyim’. Nice insanlar, ‘durmuş’ ya da ‘yorgun
düşmüş’ beyinden yakınırlar. Oysa böyle birşey yoktur.
Bellek dorukları yani hatırlama günün hangi
saatinde olduğu, kişisel tecrübelerle bilinebilir. Psikoloji
deneylerinin neticesi, saat 20.00 ile 22.00 arasında hatırlama
gücünün ikinci doruğuna çıktığını saptamıştır.
Birinci zirve uyandıktan sonraki 2 saattir.
Keyif bağlılığından kurtaracak en
güvenilir araç, bedeni rahatlatacak koşullardan sakınmaktır.
Başarıda doruk noktasını amaçlamak için
kumaştan kaplaması olmayan bir iskemleye oturmaktır.
Bedensel gevşeme keyif canavarının en büyük
müttefiğidir. Rahat bir ortamda yapılan bir toplantının
konforun azaltıldığı bir ortamda yapılan toplantıdan daha
verimsiz olduğu araştırmalarla ve tecrübelerle sabittir.
% 30 keyfe gem vurmak
% 20 Bellek gerekçesi
% 10 Normal verim
DÖRDÜNCÜ GÜN
Hatırlanacak şeye anlam kazandırın.
Unutmayınız:
*Herşeyin bir anlamı olmalıdır.
*Tutamak noktaları bulun ve bunlardan
yararlanın
*Anlam ne kadar büyük lorusa, bellek de o
kadar iyi olur.
*Tutamak noktalarınıza daha derin anlamlar
verin.
*Herşey anlam kazanabilir. Yeter ki zihinde
tutmak zorunluluğunu hissedin. Bu bir makinenin seri numarası,
telefon numarası v.s. olabilir.
Örneğin: 235812 rakamı nasıl anlam kazanır.
2(+1)= 3(+2)= 5(+3)= 8(+4)= 12
Mesela:
Şemsiye: 1 (Her zaman bir çubuklu olur)
Ayakkabı= 2 (Her zaman bir çift yani iki tane
olur)
Pasta çatalı= 3 (Her zaman üç dişli olur)
Oyun masası= 4 (Her zaman dört ayaklı olur)
Eldiven= 5 (Beş parmaklı olur)
Sıraya koyarken sıranın mana ile alakasına
dikkat edin.
Ya da manav için hazırladığınız, armut,
elma çilek, bamya, fasulye, dereotu,ceviz alacaksınız. Kolayca
akılda kalması için
Armut :A
Bamya :B
Ceviz :C
Dereotu :D
Elma :E
Fasulye :F
Başka türlü de düzenleyebiliriz:
Mesela, Ekmek, Salam, Makarna, Ampul, limon
alacaksanız:
Salam
Ekmek
Limon
Ampul
Makarna
gibi bir sıralama yapabilirsiniz.
Yapacağınız iş alacağınız şeylerin
sadece baş harflerini hatırlamanız yeter.
Bir telefon numarası 19 19 39
Bu 1.9.1939 ikinci dünya savaşının
başlangıç tarihidir. Daha kısa bir numara: 14 92
1492-Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfi.
2244 (Ne demektir? 2x2=4)
3618 (Ne demektir? 3.6=18)
2468 (Ne demektir? 2+2+2+2)
2173 (Ne demektir? 21:7=3)
Bir tekstil firması modelleri her defasında
bir kodla ifade etmeyi keşfetti.
T.B= Taş bebek
M.T= Makineli Tüfek
M.K= Monte Kristo gibi.
Aşağıda 10 maddelik listeler göreceksiniz.
Bu listeleri iyice okuyun sonra kitabı kapatıp sıralarını
bozmadan yazmayı deneyin.
Liste A Liste B Liste C
1-BU 1-KIZ 1-OTOMOBİL
2-KÜÇÜK 2-OYNUYOR 2-KİTAP
3-KIZ 3-BEBEK 3-GÖK
4-BUNLA 4-ENTARİ 4-YİYECEK
5-UZUN 5-ÇORAP 5-İŞ
6-TAŞLI 6-PAPUÇ 6-AĞAÇ
7-YOLU 7-ŞAPKA 7-YARDIM
8-KOŞARAK 8-ARABA 8-İSKEMLE
9-EVE 9-DİNGİL 9-TAŞ
10-GİTMİŞ 10-TEKER 10-GÜĞÜM
Bu listeleri zihinden yazıp,
yazamadığınızı kontrol edin ve sonuçları
karışlaştırın.
Birinci liste kolaydı. İkinci dizide biraz
daha zorlandınız. En zoru muhakkak ki üçüncü gruptu.
Ya şöyle nasıl? Bu kız bebeğiyle oynuyor,
ona bir entari, sonra da çorap papuç, şapka giydiriyor ve
bebeğini bir dingili ve bir tekeri eksik arabaya oturtuyor. Daha
kolay değil mi? Çünkü kelimelere manalar verdik ve birbirine
bağladık. Peki C listesi:?
Onu da Otomobil-kitap, gök-yiyecek, iş-ağaç,
yardım-iskemle, taş-güğüm gibi ikililerle yazalım.
Bir de ritmle deneyin. Önce D sonra E
listelerini başlama ve bitim saatlerini yazarak deneyin
Başladım...
Şimdide E listesine anlam
LİSTE D LİSTE E katmayı deneyin
1-Deriz 1-Gü 1-Gü 1-Gü+zel
2-Ev 2-Tü 2-TÜ 2-Tü+nek
3-Yol 3-Bü 3-Bü 3-Bü+tün
4-Ak 4-Pen ‘ ‘
5-Gök 5-Ke ‘ ‘
6-El 6-Si ‘ ‘
7-At 7-Di ‘ ‘
8-Eş 8-Yo ‘ ‘
9-Taş 9-Za ‘ ‘
10-Dil 10-Ka ‘ ‘
Bitirdim... Görüldüğü gibi bu şekilde daha
kolay anlaşılır ve zihne çabuk nakşolunur. Burada önemli
olan hatırlamak değil, sırasıyla hatırlamaktır.
Bir de tutamak noktası metodunu deneyelim:
1-’Ben’Bir tek kişi demektir; beni kendimi
amaçlıyor= ben
2-Ayakkabı=Her zaman bir çift giyilir= iki
3-Şey=Her şeyin iyisi üçtür= üç.
4-Masa=masanın dört ayağı olur= dört
5-Parmak=Her elin beş parmağı olur= beş
6-Cadı=Çok sevilen bir çocuk masalı: Sabah
tam altıda gelir= küçük tatlı cadı
7-Hafta=Her hafta yedi gündür= yedi
8-Gece=Geceler sekizde başlar= sekiz.
9-Sinema=Sinemaların saati genellikle dokuzdur=
dokuz
10-Zenci=On küçük zenci ünlü bir kitaptır,
oyundur= on
Kapatıp kavramları zihinden doğru sırasıyla
söylemeyi deneyin. Daha kolay söyleyiverdiniz. Niçin? çünkü
anlam kazandırdınız. Peki bu 10 kelimelik listeyi hayatta
nasıl kullanacağız? Bir insanın günlük programı şöyle
olsun:
saat 9
saat 10 BERBER
saat 11
saat 13 GÖZ DOKTORU
saat 14 SEYAHAT ACENTASI, TATİL İÇİN BİLET
saat 16 BEDİR’DE AKŞAM ÇAYI.
Saat 10-10-zenci-10-küçük zenci-zenci
kıvırcık saçlı-saç- berber
saat 13-Yani saat 1-1-ben-bekleme odasında
yalnız-doktor-göz doktoru-saat 14-
saat-2-2-ayakkabılar-ayakkabılar oda
kapısının dışında-otel-tatil-seyehat-seyehat
acentası-bilet.
saat 16-yani 4-4-masa-masada çay-Bedir’de
çay.
Bunun tersi de yapılabilir.
Göz doktoru-doktor yardım eder. Kime?-bana-bu
benim-ben:1:saat-13 gibi. Artık randevularınızın
karmakarışık olacağını zannetmiyorum.
Bu metod bir konuşma hazırlarken de
kullanılabilir. Konunun ana başlıkların anlamlı terimlerle
destekler ve unutmayacağımız noktaları konuşma bölümleri
yaparız.
Başka bir hatırlama tekniği de kafiyeli kısa
ve manzum şiirlerdir.
AbraHAMLİNColn’un yardımcısı kimdir? Şu
andan itibaren hiç unutmayacaksınız Hamlin’i.
Bir diğer teknik de bildiğimiz olaylarla
bağlamaktır. Telefon numaraları, katalog numaraları bu yolla
akılda tutulabilir.
1517-Ridaniye Zaferi 1848 -Almanya’da ihtilal
1879= 1979 - (eksi)100= 1979-100= 1879 gibi
Bir başka yöntem de hatırlanacak şeyi
geçici olarak canlandırmaktır. Dramatize olaylar da ayrıca
kalıcı olaylardır. Siyah fona yazılmış beyaz yazılar,
beyaz fona yazılmış siyah yazılardan daha kalıcıdır.
% 40-Tutamak noktaları
% 30-Keyfe gem vurmak
% 20-Bellek gerekçesi
% 10-Normal verim.
BEŞİNCİ GÜN
Hiç unutmayın:
Kendinize bir hedef seçin
Bu hedefi hiç gözden kaçırmayın
Son amacınızı kendinize ara hedefler
belirleyerek en hızlı biçimde izleyin
Planın taslak halinden fiil haline
dönüşmesinin ilk şartı hedeftir. Bu kitabı niçin
okuyorsunuz? Belleğinizi geliştirmek için o halde birinci
hedef bu. Peki bu parlak hafızanızdan nasıl
yararlanacaksınız? Bunu ancak kendiniz cevaplayabilirsiniz.
Hedefte kararlı olmadan, hiçbir girişimde
başarılı olunamaz. Onun için apaçık bir hedef seçin ve bu
hedefe ulaşmak için bütün size yardım edecek, destek olacak
şeyleri bir kenara yazın. Hedefe yaklaştıkça heyecan artar
ve hedef sizi çekmeye başlar. Yani hedefin çekim gücü
vardır.
Kendinize ara hedefler bulun ve bu yolla vitesi
hiçbir zaman boşa almayın. Bazen hiçbir şey düşünemez,
yapamaz hale gelirsiniz. Unutmayın beyin hiçbir zaman yorulmaz,
işlevini süddürür yani siz vitesi boşa çıkartsanız dahi,
bellek çalışıyordur. Kendinize ara hedefler bulmakla hem
hızınızı üçe katlar hem de vitesi hiç boşa
atmazsınız.
Varsayalım ki İngilizce öğrenmek
istiyorsunuz. Kafanıza koyduğunuz bu amacı her gün 10
kelimelik bir listeyi ezberlemekle gerçekleştirebilirsiniz. Her
kelime grubunun ezberinden sonra belleğin daha hızlı ve
güvenilir çalıştınığını farkedeceksiniz.
% 50-Hedef belirlemek
% 40-Tutanak Nokt.
% 30-Keyfe gem
% 20-Gerekçe
% 10-Normal
ALTINCI GÜN
Hiç unutmayın. Kendini ödüllendirme, bellek
gücünü artarır. Kendini ödüllendirme geriye hatırlama
için zaman ortaya çıkarır. Geriye hatırlamanın etkisi
bellek verimini yükseltir. Her başarı zaten bir ödül olmakla
birlikte ödüllendirme başarının artlası demektir. Bir işe
başladığımızda bizim kaçamak yaptığımız işler
esasında birer ödüldür. Yani ödüllendirmek için çok
masrafa hiç gerek yok. Sizin dikkatinizi dağıtan sabepler ne
ise o sebeplerle kendinizi ödüllendirebilirsiniz. Bir fincan
kahve, çay, telefon görüşmesi, sohbet birer ödüldür.
Yapılan her işten sonra böyle bir ödülü hakettiğinizi
unutmayın. Fakat bu ödül faslı, dikkati azaltmamalı. Mesela;
iki bölüm olan tarih kitabının birinci bölümünü bitirip
senemaya gitmek ödül değildir. Çalışmanızı tümüyle
tehlikeye sokan etkili bir dağınıklıktır. Yani
ödüllendirme sizi oyalamaya iterek. Çalışmayı
önlememeli.
Ayrıca ödülü geciktirmemelisiniz. Mesela; bu
bölümü okuduktan sonra bir fincan çayı ödül koymuşsanız
mutlaka bir saniye bile geçirmeden o çayı için; ama
kesinlikle bir saniye önce değil. Çünkü gecikince ödülün
etkisi azalacaktır. Ödüllendirmenin sınırı olmalı, hiçbir
şekilde çalışmayı kesintiye uğratmamalıdır. Sonunda,
doğru verilmiş kısa dinlenme araları zihinsel çalışma
sonuçlarını hissedilir derecede iyileştirir.
Bu kısa arada geriye hatırlama vardır. Geriye
hatırlama ile insan öğrendiği bilgiye yardımcı geçmiş
yaşantısından o an öğrenmediği bilgileri hatırlayabilir.
% 60-kendini ödüllendirmek
YEDİNCİ GÜN
Hiç unutmayın:
*Aralama tekniği geriye hatırlamanın etkisini
artırır.
*Aralama tekniği ile geriye hatırlama, bellek
verimini yükseltir.
*Birşeyi sadece kısa süre için bellemek
istemenizin dışında, asla beyninize tıkarcasına
ezberlemeyin.
Aralama tekniği isimler, listeler ve mekanik
biçimde belleklenen şeylerde işe yarar. Mesela aşağıdaki
listeyi ezberlemeye çalışın.
ezberlemeye çalışın.
1-Şu andaki politik durum 1-Atom enerjisinin
kullanma olanakları
2-İç Politika 2-Savaşta kullanılması
3-Uluslarası ilişkiler 3-Yok edici
özelliği
4-Devlet başkanının yetkileri 4-Barışçı
amaçlarla kullanılması
5-Anayasa değişikliği için öneriler 5-Atom
enerjisi ve geleceğin dünyası
Bu listeyi bir defa okuduktan sonra hepsini
hatırlayana dek iki listeyi de ezberleme zamanınızı not
ettiğinizde ikinciyi daha hızlı ezberlediğinizi
göreceksiniz.
% 70- Aralama tekniği
SEKİZİNCİ GÜN
Hç unutmayın:
*Kuşbakışıyla canlı bir genel izlenim
edinin.
*Bütünü mantıklı, organik ve zihne kolay
giren parçalara bölün.
*Her parçanın kendi içinde bir bütün
oluşturmasına dikkat edin.
*Tek tek parçaları, düşünce bağlantısı
yasasına göre birbirleriyle birleştirin. Bir manzumenin
ezberini küçüklükten beri hep kıta kıta yapardık. Ama en
etkili yol o değilmiş. En etkili olanı bütüne bir
kuşbakışıyla bakmak kıtalararası bağlantıyı kurup
zihinde bir harita çizmekmiş.
Öbür türlü hergün bir kıtasını
ezberlediniz şiiri birgün okumanız gerektiğinde beyninizin
stop edişini çok görmüşsünüzdür.
Bu konuda yapılan birçok deney ‘bütün
metodu’nun kullanılmasının, ‘parça metodu’na oranla
öğrenen kimseye yüzde yirmi bir zaman kazandırdığını
kanıtlamıştır.
Bellek malzemeniz (mesela bir şiir) kısa ise
bütün olarak öğrenin. Ama uzun bir ödev ise o zaman ödevi
kuşbakışı gözden geçirin ve bölebildiğiniz en büyük
parçalara bölün. Ancak bu bölünmeler de parçalar birbiriyle
anlamlı olmalı.
Başta verdiğimiz dört parça,bütün
kuralını da öğrendikten sonra verimi yüksek bellek hedefine
sadece iki adım kaldı.
% 80-Kuşbakışı.
DOKUZUNCU GÜN
Uz okuma: İnşad da denilen kelime ve
cümlelerin vurguların, anlamlarını belirterek ve dinleyiciyi
duygulandırmayı amaçlayan yüksek sesle okuma.
Ezbere okunan parçayı uzun süre bellekte
tutmak için, tekrar tekrar okumakla yetinmeyip, her tekrardan
sonra yüksek sesle söyleyip akılda ne kadara kaldığını
kontrol edin ve bu yüksek sesle okumayı bir uz okumaya
dönüştürün.
Uz okuma:
1-Zaman kazandırır.
2-Ezberlemekte zorluk çekeceğiniz parçaları
anlamanızı sağlar
3-Kalıcı bir hafıza izlenimi oluşturur. Uz
okumanın zaman kazandırdığı da deneylerle ispat edilmiştir.
Hafızadan bütünüyle yararlanmak isteyen, dikkatli gözlem
yapmak zorundadır ve bütünü anlamak zorundadır.
Okunacak metni yüksek sesle okumak sizi verimi
yüksek belleğe bir adım daha yaklaştıracaktır. Bu yolla
görsel nitelik, işitsel nitelikle tamamlanır. Yüksek sesle
okursanız zihinsel izlenimler canlanır. Kelimeler vücut
kazanır. Bellenecek şeyi önce hafif sesle, sonra da yüksek
sesle okuyan ve bunu uz okuyuşa dönüştüren kişi daha sonra
hatırlamak durumunda kaldığında gerekeni yapmış demektir.
Eğer ortam uygun değilse bu durumda bir kalem alıp bellenecek
şeyi yazın. Bu da ikinci en iyi yöntemdir.
% 90-Yüksek sesle okuma metodu.
ONUNCU GÜN
Hafızanızın gelişiminde son menzile, insan
zihninin en garip yeteneklerinden birini yardıma çağırmakla
varılacak. Bu yetenek unutmaktır. O halde verimli bellek için
son kuralı ‘Belleğinize önemsiz şeyleri yüklemeyin.
Onları unutun’. Önemli şeyleri dahi hatırlamada güçlük
çekmenizin sebebi bilincinizi zorlayan başka düşünceler
tarafından rahatsız edilmesidir.
Belleği önemsiz şeylerden temizlemenin en iyi
yöntemi tekrarlama ve uz okumaya dayanan öğrenme
metodlarıdır. Eğer okuduğunuz veya duyduğunuz şey
önemsizse, o zaman ‘her türlü tekrarlamadan kaçının’
Ivır-zıvır şeyler önemli olanların yolunu tıkayarak
hatırlama yeteneğini zedeler.
Kasıtlı unutma, güvenilir bir belleğin
temelini kurar.
HİÇ UNUTMAYIN:
*Kasıtlı unutma, kusursuz belleğin
anahtarıdır.
*Zihninize önemsiz şeyleri yüklemeyin
*Önemliyi hatırlamak için doğru unutmayı
öğrenin
% 100 Kasıtlı unutma
% 90 Yüksek sesle okuma metodu
% 80 Kuşbakışı
% 70 Aralama tekniği
% 60 Kendini ödüllendirmek
% 50 Hedef belirlemek
% 40 Tutamak noktaları
% 30 ‘Keyif’e gem vurmak
% 20 Bellek gerekçesi
% 10 Normal verim
EK BÖLÜM
Fotoğrafik Bellek Var mıdır
Fotoğrafik bellek diye birşey asla yoktur.
Yani hiçbir insan bir bakışta bir sayfanın tamamını
anlayamaz.
İspatı:
P L R Z E
J F X B U
T M V G Y
S V C I K
D N O H A
Yukarıdaki kareye tam 60 saniye bakınız.
Sonra harflerin üzerini kapatıp aşağıdaki soruları
cevaplayınız:
1-Karedeki harfleri söyleyiniz
2-Sağda, sonuncu dikey dizideki harfleri
söyleyiniz.
3-Sağ alt köşeyle sol üst köşe arasındaki
harfleri söyleyiniz.
Evet! Sizce de fotoğrafik bellek var mıdır?
YAZARI: Dr. Joyce
Brothers-Edward P.F.Eagon