ANASAYFA
ETKİNLİK Yazar Mehmet Ballı Tarihi Roman ve Sarıkımış üzerine Söyleşi

Tuzla Kitap Fuarı Yazar Mehmet Ballı Söyleşi

Tuzla Kitap Fuarına katılan Halk Edebiyatı Dergisi usta yazarlarından Mehmet Ballı, fuar etkinlikleri kapsamında 3 Aralık 2022 tarih ve saat 14.00 da Fuar Program alanında Tarihi Roman ve Sarıkamış üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Fuar ziyaretçilerinin geniş katılımıyla gerçekleştirilen bu söyleşide, yazar aşağıdaki bilgileri canlı olarak okur ve dinleyicileriyle paylaştı...



Değerli kitap sever misafirlerimiz bizi dinlemeye vakit ayırdığınız için teşekkür ediyorum.
Hoş geldiniz...
Bizler büyük bir medeniyyetin mensuplarıyoz. Bu yüzyıllar boyu medeniyetide canımızla, kanımızla, kalemimizle oluşturmuşuz. Tarihine sahip çıkan milletler çınar ağaçları kadar köklüdürler, çıkamayanlar ise en ufak rüzgarda devrilirler...
Bizler de işte bunu yapmaya çalışıyoruz. Bir tarihi romancı olarak, tarih ile edebiyatın izdivacından doğan tarihi romanlarımızla geçmişten geleceğe notlar düşüyoruz....
Tarihin bir bilinen, bir bilinmeyen bir de yanlış bilinen olayları vardır. Tarihçiler olayların fotografını çeker, biz tarihi romancılar ise o fotografa bakarak olayları edebiyatın tezgahında yeniden resmederiz. Bunu yaparken de belirli bir kural dahilinde, araştırma ve disiplin çerçevesinde çalışırız. Çünkü gerçek profosyoneller böyle çalışır.
Şimdi sizlere bazı tarihi gerçeklerden bahsedeceğim. Bugüne kadar hep kulaktan dolma yarım, yanlış bilgilerle doldurulan hafızlarınız yeni ve gerçek bilgilerle tazelenecek...
Hepinizin bildiği gibi Anadolu kapıları 1071 Malazgirtle zaferiyle açılmış, 1453 İstanbul'un Fethi ile perçinlenmiş, 1922 Kurtuluş Harbi ile Anadolu kapıları kapanmıştır. İşte bu arada da Çanakkale zaferi ve 37 yıllık işgalde kalan Şark cephesinin Sarıkamış harbi ile ağır bir bedelle tehlike atlatılarak bu topraklarda tutunmamız sağlanmıştır...
Ancak Sarıkamış Harekatı üzerine bu güne kadar pek kafa yoran olmamış! Yaptığımız arşiv çalışmalarında gördük ki yazılıp çilenlerin bile çoğu doğru değil!
Bir yanlışı daha düzeltmek bize düştü, şükür ‘BARDIZ’ tarihi romanımızla taçlandırarak…
Her Aralık ayı geldiğinde yazılı ve görsel basın ile sosyal medyada;
‘Sarıkamış’ta 90 bin Türk askeri dondu(!)’ sloganları atılır. Yanlış ve yalan bilgi!..
Nede olsa okuyup araştırmak yerine, kulaktan öğrenmeye alışmış bir milletiz, bir de ajitasyonu severiz ya…
İyi de bu ‘90 bin rakamı’ en çok kimin işine geliyor dersiniz, tabi ki Rusların! Makalenin sonu bekleyin…
Halbu ki işin aslı öyle değildir!
Şimdi tarihin akışını değiştirecek rakamları bizden okuyarak öğreneceksiniz ve hafızalarınız doğrularla tazelenecek.
Aslında bu rakamları başkası olsa buradan paylaşmaz ve “kitabımdan okuyun” der. Ancak biz yine al bayrak uğruna kitabımızı alamasanız da doğru rakamları öğrenmenizi yeğledik. 
Peki, “Hocam sizin verdiğiniz rakamların doğruluğunun kaynakçası nedir?” diye soranlara açıklayalım;
Biz gerçek tarihi romancılar 5T 1A formülü ile çalışırız. Yani arşiv taramaları ile.
Sarıkamış Harekâtı’nın ilk tarihi romanı olan ‘Bardız, Kara Düşen Gözyaşları’nı yazarken tam 18 tarih kitabı okuduk ve 52 akademik makaleyi inceledik.
Ayrıca askerliğimizi yaptığımız Sarıkamış’ta 15 ay mekan gözlemlemesi yaparak notlar almıştık.
Araştırma sürecimiz 10, kaleme almamız 6 yılımızı aldı. Zaten 5-6 yıldan önce bir tarihi romanın çıkması mümkün değildir. Siz bakmayın öyle fabrikasyon ve ısmarlama sözde tarihi roman çıkartanlara…
Sonra size sorsam şimdi “Türkiye de kaç tane tarihi romancı var?” diye, kaç isim sayabilirsiniz ki, bir elin parmaklarını geçmez gerçek sayımız…



Neyse konumuza dönersek;
Mekân gözlemlerimizdeki aldığımız notlar, özellikle İst. Ünv. Doç. Ramazan Balcı’nın (İstanbul, 322/1999) akademik makalesinde verdiği askeri teçhizat sayısı ve Askeri ATAŞE Dairesi (Kafkas Cephesinde 10.Kolordu, Ankara 2006 Yarbay Selahattin) edindiğimiz cephedeki askeri raporlardan oluşan çalışmayı inceleyip bu üçünü üst üste koyduğumuzda ancak gerçek rakamları bulabildik.
Evet, Sarıkamış Harekâtı’nın en başında, Hindistan’dan Bosna’ya kadar geniş İslam Coğrafyasında Hilafet Sancağı altında ilan edilen seferberlikle yaklaşık 118 bin civarında kişi başvuru yapılıyor, ancak - Osmanlı askeri stratejisi ve kuralları gereği- bunların yaklaşık 40 bin civarı gayrimüslim olduğu için cephede değil geri hizmette köprü ve yollarda çalıştırılıyor. Bu rakamı düştüğünüz zaman asker sayısı yaklaşık 75 bin yapar, zaten cepheye gönderilen tüfek sayısı da 73 bin civarındadır. Yani cephede fiili olarak çarpışan asker sayımız 75 bindir.
Harp sonunda yaralı, esir düşen, Erzurum’a dönen vb. sağ kurtulanların sayısı 32 bindir. Düşün bu rakamı 75 binden, geriye kalan kaybımız 43 bindir ve bu rakamın sadece 12 bini dağlarda donmuştur. Çünkü Allahuekber Dağı’na çıkan Onuncu Kolordu olup onun da sayısı 25 bin civarındadır ve bu rakamın da üçte biri sağ kurtulmuştur. Neymiş Sarıkamış kaybındaki gerçek rakam 90 bin değil 43 binmiş... (Lütfen siz de gerçekçi iseniz bu makaleyi paylaşarak gerçek rakamları yayınız...)
Şimdi soruyorum size 90 bin rakamı hiç verdiğimiz yukarıdaki rakamlarla alakası var mı?
“Peki, 90 bin rakamı nereden çıktı?” diye soracaksınız şimdi. Biz de, size şunu soralım, “Gerçek olmayanın belgesi olur mu?” Ancak unu da araştırdık; edindiğimiz bilgilere göre harp sonunda bir Rus general sözlü olarak bu rakamı salladığıdır.
Sonra, Rusların harpte ki kaybı 33 bin civarında olup tamamı da Türk askerlerince keş kurşunla öldürülmüştür... Yani aslında bizim dağlarda donan askerimizi çıkartırsanız rakamlardan ölü sayısı Ruslarla eş değerdir…
Tabi işin başka teknik detayları ile çok daha ilginç rakamlarına ulaşmak mümkün, ‘Bardız’ tarihi romanımızda okuduğunuzda sizi hayretlere düşürecek:
Harbe katılan Türk ve Rus ordu birimleri ile asker ve kumandan sayıları tek tek çıkarıldığı gibi; aynı zamanda harp sonunda esir düşenler, sağ dönen, yaralılar, kayıplar, firarlar, kurşunla vurularak ölenler, dağda ve ovada donanlar, sebepler, sonuçlar ve dakika dakika yaşanan aksiyonlar… gibi pek çok gerçek rakam ve olaylar bu kitabımızdan ayrıntılı olarak anlatılmakta…
Son söz;
Tarihine sahip çıkan milletler çınar ağaçları kadar güçlüdürler, sahip çıkamayanlar ise köksüz ağaçlar gibi en ufak rüzgârda devrilirler… Aziz şehitlerimizin ruhu şad olsun...
Lütfen, gerçekleri kaynağından okuyalım, doğru insanlardan öğrenelim ve bizim gibi emek sarf eden vefakâr-cefakâr insanlara da sahip çıkalım… 
Sevgi ve muhabbetle selamlıyorum her birinizi...
yazarmehmetballi@gmail.com

BARDIZ Kara düşen Gözyaşları'na ulaşmak için tıklayınız...