Roman  Nedir Nasıl Yazılır 
      Roman yazmak  zor iştir. Şiir edebiyatta önde gelir ancak kapsam olarak geniş hacminden  dolayı Roman daha üstte durur. Roman yazıyorsanız ayağınızın yere sağlam basması,  kelime haznenizin geniş olması, hayal edebiliyor, meraklı ve kurgulama  yeteneğinizin güçlü olması gerekir. 
        Bilinen  tarifiyle roman; olmuş ya da olabilir nitelikteki olayları ve konuları ele alan  edebî türlere roman denir. Serim-düğüm-çözüm bölümlerinden oluşan uzun  hikayeler zinciridir. 
        Eğer roman  yazma yeteneğiniz var ve bu alanda yürümek istiyorsanız aşağıdaki adımları  takip etmelisiniz: 
        İlk adım;  yazacağınız hikayenin konusunun tespit edilmesi. Yani iyi bir damar  yakalamalısınız. Bir ana kahraman etrafında olayların döndüğü, aynı zamanda yan  kahramanlarında dahil olacağı geniş kapsamlı bir olaylar zinciri olmalıdır.  Ortalama 70 ila 150 bin kelimelik bir hacimde olmalıdır. Olayın etkisi okuyucuyu  sonuna kadar tutacak kadar güçlü ve kurgu sürekli ilişki-çelişki içerisinde  olmalıdır. 
        Romanınızın  konusu veya olay hikâye sizi öyle çok içine çekmeli ki, onu aklından  çıkaramıyor olmalısınız ve adeta kendinizle özleştirmelisiniz. Böyle bir fikir  hayalini kurduğunuz romanı yazmanız için size ilham verecektir. 
        İkinci adım;  planlanmalıdır. 
        Roman  Serim-Düğüm ve Çözümden oluşur. Bu her üç aşamayı da kağıt üzerinde alt alta  yazarak ilerleyiş planı kurmalısınız. 
        Romanınızı  yazmaya başlamadan önce yazacağınız her şeyin haritasını çıkarmalınız. Baştan  sona karakterlerinizi ve onların ilerleyen aşamalarda nasıl bir yol kat edeceklerini  planlamalısınız.  
        Hatta  kullanacağınız kelimeler, cümle ve bazı fikirleri not ederseniz romanı yazma  sürecinde o kelimeler size kolaylık sağlarken okuyucuyu da etkileyecektir. 
        Yine hikaye  yazmak gibi romanda pratikte da 5N 1K fomülünü uygulayabilirsiniz. Tarihi  romanda ise 5T 1A kuralı… 
        Romanı  yazarken anlatmayın ana ve yan kahramanları konuşturun, okuyucuya olayları  yaşatın… 
        Güçlü hikayede kurgu, tasvir, özgün anlatım ve akıcılık çok önemlidir...         
         
        Bir romannı edebi anlamda tekniği ise  aşağıdaki gibi yazılır: 
        Bir romanın  temelini oluşturan, onun iskeleti olarak kabul edeceğimiz birtakım yapı  unsurlarını tanımak gerekmektedir. Genel olarak bir romanın yapı unsurları şu  şekildedir: 
        Olay Örgüsü, Konu/Tema, Zaman, Mekan, Lehçe, Kahramanlar ve Anlatıcı… 
         
        Konu ve Temanın Belirlenmesi 
        Günümüzde  birçok roman türü bulunmaktadır: bilim-kurgu, tarihi, macera, polisiye,  psikolojik, sosyal, aşk… Bir roman yazmadan önce yapmanız gereken ilk şey  eserinizin türünü ve temasını belirlemek olmalıdır. Hangi konuda yazacağınızı,  hangi temayı seçeceğinizi belirlemelisiniz. 
         
        Olay Örgüsü 
        Her romanın  temelinde bir olay yatmaktadır. Eserdeki ana olayın etrafında ise romanın  başından sonuna kadar yer kaplayan olay örgüleri bulunmaktadır. Yani olaylar  zinciri… Eserin bünyesini oluşturan en önemli unsur olay örgüsüdür. Olay  örgüleri ne kadar mantıklı ve uygun bir şekilde dizayn edilmişse eserin  bütünselliğini sağlaması o kadar kolay olacaktır. 
         
        Kurgu 
        Kurgu,  tanımı gereği uydurulmuş olsa da, başarılı olması için inandırıcı olması  gerekir. Fantezilerin bile mantıklı olması gerekir. Olayların gerçek olması  şart değildir gerçekçi olması önemlidir edebiyatta.  
      Olay hikayenizi  inanılmaz kılan hatalardan kaçınmak için mutlaka araştırma yapmalısınız. 
      Kişiler (Kahramanlar) 
        Romanın temelinde ki olayları gerçekleştiren  bir de kahramanların bulunması zorunluluğu doğmaktadır. Romandan önceki edebi  türlerde kahramanlar insan dışındaki varlıklardan seçilebilmekteydi. Ancak  modern romanla birlikte anlatılarda kahramanların insanlardan seçilmesi  zorunluluğu ortaya çıkmıştır.  Bir olayın  canlandırılması ve okuyucuya aktarılmasında kişiler vazgeçilmez unsurların  başında yer almaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta kişi seçimlerinin  eserde anlatılan olaylara uygun yapılmış olmasıdır. 
      Romanda bir ana kahraman vardır ve olaylar onun etrafında ve yan  kahramanlarla birlikte döner. Kahramanların  karakterleri romanın en başında yeri geldikçe açıklanmalşıdır.Yazarın  belirlemiş olduğu kişilerin karakter özellikleri de okuyucuya sunulmalıdır. Bu  ya yazar tarafından anlatılarak yapılır ya da olaylar ilerledikçe kişilerin  davranışlarından okuyucunun anlaması yoluyla gerçekleşir. Kişilerin olaylarla  bağlantılı olarak karakter özelliklerinin mantık çerçevesinde olması şarttır.  Örneğin içe kapanık, insanlarla iletişim kurmakta zorlanan bir karakterin roman  içinde başarılı bir müşteri temsilcisi olması okuyucunun dikkatinden  kaçmayacaktır. Bu türde yapılan hataların eserin değerini düşürecektir. 
      Zaman 
        Olayların  geçtiği ana ya da romanın başından sonuna kadar geçen süre zaman olarak  adlandırılır. Siz de roman yazmadan önce zamanı belirlemelisiniz: Olaylar ne kadar  sürede geçmeli, olaylar kronolojik bir şekilde mi gerçekleşecek yoksa geçmişe  gidiş-dönüşler olacak mı gibi… Zamanın/saatin tik taklarını okuyucu duymalıdır… 
      Mekan 
        Olayların  gerçekleştiği mekanların seçilmesi de eserin başarısını belirleyen  etkenlerdendir. Olaylar nerede ve ne zaman yazıldığı vurgulanmalıdır. Eğer  roman içinde olaya uygun bir mekan seçimi yapılmazsa bu durum okuyucunun  gözünden kaçmayacaktır. Yazar mekan betimlemelerini okuyucunun ilgisini çekecek  bir şekilde gerçekleştirmelidir. 
      Anlatıcı ve Bakış açıcı 
        Romanda  yaşanan olaylar ya birinci ya da üçüncü ağızdan anlatılabilmektedir. Siz de  olayların kimin tarafından ve hangi bakış açısıyla anlatacağınızı  belirlemelisiniz. Kahraman Anlatıcının Bakış Açısı,  Hâkim (İlahi) Bakış Açısı, Gözlemci Bakış  Açısı gibi… 
        Romanınızı  yazdığınız bakış açısı karmaşık olabilir çünkü çok şey kapsıyordur. Roman  yazmak yolunuzu netleştirerek anlaşılır ve akıcı kurgu için ona bağlı kalmanızı  gerektirir. 
        Bakış  Açınız, hangi sesi kullanacağınıza karar vermekten daha fazlasıdır: Birinci  Tekil Şahıs (ben), İkinci Tekil Şahıs (siz) veya Üçüncü Tekil Şahıs (o). 
        Bazı  yazarlar, bunun onları Birinci Şahısla sınırladığını düşünüyor, ama öyle değil.  Çoğu roman Üçüncü Kişi olarak yazılmıştır. 
        Bu, her  seferinde bir perspektif karakterle sınırlı olmak anlamına gelir ve bu karakter  her sahnede en çok risk alan karakter olmalıdır. 
        Romanınızı  Birinci Şahıs olarak yazmak, kendinizi bu tek perspektif karakterle  sınırlandırmayı kolaylaştırır, ancak Üçüncü Şahıs en yaygın kullanılandır. 
        En çok  satanların bunu nasıl yaptığını görmek için güncel popüler kurguyu okuyun. 
         
      Tasvir; Romanda tasvir, üstünde durulan ve anlatılan şeyin okuyucunun gözünde somut bir hale gelmesini ve okuyucunun gözünde canlandırmasını sağlar. Bunun yanında ise sanat eseri ile seyirci veya okuyucunun büyük ölçüde kaynaşmasını sağlar. Romanda da tahlille birlikte temel unsurlardan birisi olarak karşımıza çıkar. Zaten tahlil için de ruh hallerin ve psikolojik durumların tasviri olduğunu söyleyebiliriz.  
      Özgün Olmalıdır 
        Bir romanı  yazarken, alıntılardan çok kendi duygu, kurgu ve olayların gerçekçi bir şekilde  akışı içerisinde şekillenmelidir. Kelimeler, cümleler özgün olmalıdır. Okuyucuya  “Vay be!” dedirtmelidir. 
        Etkili  araştırma, eserinizin özgünlüğüne de katkı sunacaktır. 
       
      Gözden Geçirme 
        Son olarak,  roman sanatının tüm inceliklerini yazınıza uyguladınız ve eserinizin taslak  çalışması tamamlandıysa şimdi eseri tekrar gözden geçirilmelidir. Elinizde olan  taslak romanı baştan itibaren dikkatli bir şekilde incelemeli ve mantıksal hataları,  yazım yanlışlarını, anlatım bozukluklarını düzeltmeniz gerekir. Eğer dikkatli  bir şekilde romanınızın kontrolünü yapmazsanız okuyucular tarafından  eleştirilmeniz çok güçlü bir ihtimaldir. 
        yazarmehmetballi@gmail.com 
    Not:bu yazı izinsiz yayımlanamaz...  |