ANASAYFA
MAKALE / Edebiyat Dernekleşmenin Önemi

DERNEKLEŞMENİN ÖNEMİ

'Birlikte rahmet, ayrılıkta ise azap vardır!' (Hz. Peygamber)
Her birimiz doğduğumuz toprakları bıraktıkta sırtımıza yorganı sarıp gurbete geldik. Şimdi buralar doyduğumuz topraklar… ve yetmedi çocuklarımızın da doğduğu topraklar oldu. Lakin bizler köklü ecdadın evlatlarıyız, kökümüzden kopamayız, kopamadık, gurbette doğsakda bir ayağımız yine memleketimizde. Çünkü geçmişimiz oralarda yaşıyor. Hayat devam ediyor, yeni nesil biribirini tanımada iletişim kurmakta zorlanıyor. İşte geleceğimizi teminat altına almak için,
Bizde, bizden sonraki nesli bu koca şehrin beton yığınları arasına mahkûm etmekten kurtarmalıyız. Bu çalışma ancak aramızda birliğimizi muhafaza ederek diri kalmakla olur. Diri kalmanın yolu da birliğimizi muhafaza edecek bir çatı altında teşkilatlanmaktan geçer. Bunun adı dernekleşmedir.

'Birlikte rahmet, ayrılıkta ise azap vardır!' (Hz. Peygamber)
“Gelin canlar Bir Olalım” (Yunus Emre)
Aslında bu iki mısra bile, dernekleşmenin, bir beraber olmanın önemini anlatmaya yeter. Son yıllarda şehrin keşmekeşinde kaybolan, bırakın köylüsünden; kapı komşusundan bile bihaber olan nice insanlar dernekleşme sayesinde birbirlerini görme, acı tatlı yaşantılarını paylaşma imkanı buldular.
Ortak bir paydada gönül birliği yapan bu insanlar, hem dernek çalışmalarında “Hizmet nimettir.” şuuruyla yönetim çalışmalarına destek verdiler hem de küçük birlikteliklerin milli birlik ve beraberliğe nasıl dönüşeceğini öğrenmiş ve öğretmiş oldular. Yılların eskittiği dostluk ve kardeşlik bağları daha da güçlenmeye başladı. “Ben” anlayışıyla değil de ancak “biz” anlayışıyla nice güzel çalışmaların yapılabileceğini dernek çatısında gönül birliği yapanlar anlayabilir.

Ülkemizde son yıllarda sivil toplum örgütlerinin ve derneklerin ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Amacı aynı misyonu paylaşan insanlara hizmet etmek olan dernekler, zamanla hizmet çalışmalarını dernek ve dernek üyeleriyle sınırlı tutmayıp, bu küçük birliktelikle büyük birlikteliğe yani milli birlik ve beraberliğe de katkı sunmuş olurlar. İstanbul gibi bir şehirde dernek çalışmaları, uzak yakın her insana ulaşabilmek, onların dert ve mutluluklarıyla hemhal olmak için ne kadar önemlidir. Bilirim ki uzak yerlerden İstanbul’ a gelenler mutlaka köyünün, ilçesinin, ilinin derneğine uğrar ; dost ve akrabalarıyla görüşür, hasret giderir. Bu ne kadar güzel bir birlikteliktir.
Kuruluşundan bu yana Köy derne(ğimi)klerimiz, hemşehrilerine, gurbette memleket hasreti çeken nice insanımıza, sağlıktan eğitime ; iftar programlarından hizmet programlarına kadar elinden geldiğince en güzel hizmetleri sunmaya çalışıyor ve sunmaya da devam ediyorlar. İnsanımızın acı-tatlı her anında, yanında onlarla bir ve beraber oluyor,Olmaya da devam edecekler...


Dernek bir kişinin güdümünde değildir, olmamalıdır da. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için çalışmalıyız. Derneği bir kişinin sırtına sorumluluğuna bırakarak kenardan izlemek, eleştirmek değil, başkana sahip çıkarak, kendi aramızda istişareler yaparak, yapıcı önerilerde bulunarak derneğe sahip çıkmak lazımdır. Aidatını düzgün ödeyerek, faaliyetlerine katılımcı olmak gerek.
Etkin üye aktif yönetim mantığı ile hareket ederek, birliğimizi diri ve daim tutmak bizlere yakışan en büyük sorumluluktur.
Unutmayalım ki gönüller bir olduğu sürece aşamayacağımız engel, üstesinden gelemeyeceğimiz iş yoktur. Son söz Yunus Emre’ den olsun. "Gelin birlik olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.” Muhabbetle…
Mehmet Ballı Araştırmacı Yazar Editör www.mehmetballi.com

Not: bu yazı izinsiz yayımlanamaz.