ANASAYFA
ARAŞTIRMA Makale

Koca şehrin yuttuğu/kaybolan çocuklar?

YAKAD, çocuklarımız kayıp, diye feryadı figan ediyor!...
“6 Eylül 1992'de zeka yaşı yedi olan 23 yaşındaki Abdülhamit Özbilici, evinin önünde bir ticari taksiye bindirilir. Araba hareket ettikten sonra ondan bir daha haber alınamaz.
Baba İsmet Özbilici, yüzbinlerce el ilanı bastırarak bütün Türkiye'yi şehir şehir, köy köy, kapı kapı dolaşır. Bir yıl sonra Abdülhamit'in küçük kardeşi Özgür, abisini beklediği pencerenin yanındaki yatakta ölü bulunur.
İsmet Özbilici, bu acı olay üzerine kendini kayıplara adar. Oğlunu ararken kendisi gibi yakını kaybolmuş pek çok insanla karşılaşır. Türkiye'de aynı acıya düşmüş büyük bir aile olduğunu farkeder. Bu aileleri birleştirerek YAKAD'ı (Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği) kurar. …”

İçimiz burkularak okuduğumuz bu tür öyküler ve izlediğimiz haberler karşısında, kimi zaman acizliğimizi hisseder, üzüntümüzü göz pınarlarımızdan damla damla yüreğimize akıtırız.
Otobüs durağına, telefon direğine, sokak duvarlarına yapıştırılmış fotoğraflı ilanlar görürsünüz kocaman kocaman puntolarla yazılı “K A Y I P” …
Sizin o 1 saniyede bakıp geçtiğiniz fotoğrafın arkasında dakikası geçmeyen annelerin acısı vardır.

İstatistiki verilere bakıldığında, bu güne kadar Türkiye’de onbinlerce kayıptan çok azı bulunabildiği ifade edilmektedir.

Kimi çocuktur, kimi yaşlıdır, hatta gencecik insanlar bir akşam eve gelmeyiverirler. Sonra ? …
Kaybolan insanların çoğunluğunu da saf, masum ve dünyadan bi haber çocuklar oluşturur.

Organ mafyası var mıdır?

Bulunamayan çocuklar hakkında şehir efsaneleri gibi, insanın tüylerini diken diken eden “organ mafyasından” bahsedilir hep!
Ne kadar doğrudur bu efsane bilinmez, şüpheleri doğrulayan çok da önemli bulgulara rastlanmamıştır ama, insan sormadan da edemiyor;
“Gerçekten organ mafyası var mı?
Gazeteci Uğur Dündar’ın Arena programında yakaladığı bir iki organ mafyasın görüntüleri var hafızamızda geçmişten kalan o kadar…

Neden çok konuşulduğu halde bu güne kadar bu kaçırma olaylarında organ mafyasına rastlanamıyor derseniz?
Yasa dışı organ nakli yapmak o kadarda kolay değildir. Mafyaya hizmet eden uzman doktor bulacaksınız, amaliyathane oluşturacaksınız, doku uyumunu test edecek laboratuar kuracaksınız vs. bir çok parçaları bir araya getirmek gerekiyor.
Sonra, organ ticareti yapmak zor olduğu kadar cezası da cesaret işidir doğrusu!.

Yüz yaşlandırma tekniği:
Kayıp insan sayısı her ne kadar her geçen gün artsa da, gelişen teknoloji sayesinde, özellikle çocukların bulunması için yeni umut verici yöntemler geliştirilmiş durumda.
Yüz yaşlandırma tekniğiyle adli takip ve çalışmalara yeni boyutlar kazandırılmıştır. Adli yaşlandırma tekniğiyle 3-5 yaşında kaybolan çocukları 15-20 yaşlarına geldiklerinde bile ailesinin tanıyabileceği benzerlikte fotoğraflar üretilebilmektedir artık.

Bu yöntemi çok sık kullanan ABD ve İngiltere önemli sonuçlar aldıkları bilinmektedir.

Peki önü kesilemeyen bu kayıpların sebebi nedir, neden bulunamıyor?
Uzmanların tespitine göre:
Kayıpların çoğunluğunu çocuklar oluşturmaktadır. Geriye kalanlar ise akli dengesi olmayanlar, yaşlı insanlar ve muhtelif.
11 yaş altı çocukların ruhsal bunalım, akli dengesinin bozulması gibi nedenlerden dolayı evi terk edebiliyor.
Ebeveynlerin baskı, bağırma, şiddet gibi nedenlerden dolayı çocuklar evden kaçabildiği gibi, fidye vb gibi nedenlerden dolayı kaçırılmalarda olabilmekte.

Ebeveynler neye dikkat etmeli?
Ebeveynlerin dikkatli olması çok önemlidir.
Çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren, böyle bir kaçırma işlemiyle karşı karşıya geldiklerinde ne yapmaları gerektiğini, nasıl davranmaları konusunda bilinçlendirmeliyiz, onları sıkmadan korkutmadan.
Mesela, akli dengesi olmayan çocuklara, anne ve babasının adı soyadının öğretilmesi, ev telefonu numarasının ezberletilmesi, mümkünse ev adresinin öğretilmesi gerekir. Günümüz şartlarında bunun gibi kısa bilgiler zorunluluk arz etmektedir ve kaybolan çocuğun bulunup teslim edilmesinde büyük kolaylıklar sağlayacaktır.
En önemlisi de, çocuğun kaçırılması anında nasıl savunma yapması gerektiğinin anlatılması gerekiyor. Çocuğun, tanımadığı birinin kendisiyle ilgilenmesine şüpheyle yaklaşıp, zorlama anında ise “bağırması/bağırmasını” sağlamak çok önemlidir.

22 yıl önce alınan bir “umut otobüsü” vardır üzerindeki kayıp insanların fotoğraflarıyla dolaşan ve bazen televizyon ekranlarında, bazen de yollarda karşılaştığımız, kısıtlı imkânlarla çalışmasına rağmen bu güne kadar 800 kişiyi ailesine kavuşturmuş.
Maddi imkânsızlıklarla küçülerek “minübüs” olsa da, siz yinede bu minübüsün üzerindeki fotoğraflara daha dikkatli bakın,
kim bilir sizde tanıdık bir yüzü ailesiyle buluşturabilirsiniz…


Mehmet Ballı / 2013

Not: Bu makaleyi ancak kaynak göstererek kullanabilirsiniz.