Gül: (Rosa /
Damaszener Rose / Hundsrose / Rose / Damask rose / Dorgrose herbrose / Rosaceae / Rosier) Mayis-haziran aylari arasinda, pembe, beyazimsi, sari, kirmizi renkli çiçekler
açan, güzel kokulu çok senelik, çalimsi ve dikenli bir bitki. Gövdeleri silindir
biçimli, yesilimsi, esmer renkli, çok dalli ve dallar sik dikenlidir. Dikenlerin uçlari
kivrik ve genellikle kirmizi renktedir. Yapraklar sapli ve kulakçikli, 5-7
yaprakçiklidir. Çiçekler dallarinda tek tek veya kümeler hâlinde bulunur. Çanak
yapraklari 5 parçali, taç yapraklari ise çok parçalidir. Deniz seviyesinden
îtibâren, 3500 m yükseklige kadar, kâfi derecede rutûbetli ve geçirgen topraklarda
yetisir. Türkiyede yabânî olarak yetisen 23 türü bulunmaktadir. Çok eski bir
kültür bitkisidir. Mensei kesin olarak bilinmemekle birlikte, çogu gül çesitlerinin
menseinin Asyanin mutedil bölgeleri oldugu kabul edilmektedir.
Çiçeklerine göre: Yalin kanat,
yarim katmerli ve katmerli güller.
Boylarina göre: Bodur, yüksek ve sarilici
güller.
Çiçeklenme zamanina göre: Yilda bir çiçek
açanlar, yilda birden fazla çiçek açanlar ve yediveren güller diye
siniflandirilmaktadirlar.
Isparta gülü (Rosa damascena): Çok eski bir
kültür bitkisi oldugu için mensei belli degildir. Halen Isparta çevresinde bol
miktarda yetistirilmektedir.
Isparta veya yag gülü, Isparta çevresinde, 1,5-2 m aralikla
siralar hâlinde ekilmektedir. Üretilmesi çelikle yapilir. Çelikler de kasim ve aralik
aylarinda ekilir. Ürün ikinci yildan îtibâren alinmaya baslar. Üçüncü ve
dördüncü yaslarda verim en fazladir. Daha sonra bu yasli güller kesilerek
gençlestirme yoluna gidilir. Gül bahçelerinden gençlestirme sûretiyle 15-20 sene
faydalanilabilir.
Yabânî gül (Rosa canina): Memleketimizde
oldukça yaygin bir gül çesididir. 2-3 m yüksekliginde, pembe veya beyaz çiçekli bir
agaççiktir. Meyveleri parlak kirmizi renktedir. Bu gülün olgun meyvelerini saran,
baslangiçta agizi dar bir bardak seklinde olan çiçek ekseni, çiçek tablasi
olgunlasinca etlenip, kirmizi bir renk alir. Bu meyvelere kusburnu adi
verilir. Bilesiminde tanen, pektin, vitamin C, sekerler ve organik asitler vardir. Kabiz
edici, idrar söktürücü olarak, böbrek ve safra taslarina karsi, C vitamini yönünden
zengin oldugu için de bâzi bölgelerde marmelât yapiminda kullanilir.
Türkiyede yetistigi yerler:
Anadolu ve Trakya.
Kullanilan kisimlari: Gülün kullanilan kisimlari
çiçegi, çiçeklerinden elde edilen gülyagi ve gülsuyudur. Çiçekler sabahin erken
saatlerinden günes dogmadan toplanip gölgede kurutulur. Su buhari ile distilasyona tâbi
tutulur. Elde edilen kismin üst tarafinda gül yagi toplanir. Alttaki sulu kisim ise gül
suyunu teskil eder. Genellikle 3000-3500 kg çiçekten, 1 kg gülyagi, 500 kg gül suyu
elde edilmektedir.
Kullanildigi yerler: Gül çiçeginin taç
yapraklarinda uçucu yag, tanen, gallik asit, kuarsitrin, siyanin, seker ve mum vardir.
Gülyagi tibbî bir tesire sâhib olmamakla berâber, bilhassa parfümeri ve kozmetik
sanâyiinde bâzi pomatlar ile galenik preparatlarin kokusunu degistirmede çok
kullanilir. Antiseptik (mikrop öldürücü) etkisi vardir. Bogaz ve bademcik
iltihaplarini giderir. Göz kanlanmalari ve göz nezlesinde etkilidir. Dâhilen ise
hafif müshil etkilidir. Gülsuyu, gül reçelleri halk arasinda yaygin olarak kullanilir.
Sayfa Basi / Sözlük Basi / Ana Sayfa