084 - İNŞİKAK SURESİ
GİRİŞ
Adı: Surenin adı ilk ayette geçen 'inşikak' kelimesinden alınmıştır. İnşikak masdardır ve ayrılmak-yarılmak anlamlarına gelir. Bu kelime ile göğün yarılması kastolunmaktadır.
Nüzul zamanı: Bu sure Mekke'nin ilk dönemlerinde nâzil olmuştur. Surenin muhtevasından müslümanlar üzerinde baskı-zulüm devrinin henüz başlamadığı anlaşılıyor. O dönemde müşrikler sadece Kur'an davetinin doğruluğunu yalanlıyor, kıyametin vukû bulacağını ve Allah'ın huzurunda toplanacaklarını inkâr ediyorlardı.
Konu: Bu surenin konusu kıyamet ve ahiret günü ile ilgilidir. İlk 5 ayette kıyametin nasıl gerçekleşeceği anlatılmış ve bunun yanısıra deliller serdedilmiştir. Kıyamet gününde vukû bulacak hadiseler şu şekilde anlatılmıştır: O gün gök yarılacak ve yeryüzü düz bir meydan gibi olacaktır. Yeraltında ne varsa, yani insanların tüm âzâları (onun hakkında şehadet edecek herşey) arzın üstüne çıkacaktır. Bu hadiselerin delili sadece Allah'ın (c.c) bu konuda emir vermesidir. Yeryüzü ve gökyüzü Allah'ın emrine tâbîdirler ve Allah'ın emri bu şekilde olduğu için zikredilen hadiseler vukû bulacaktır.
Daha sonra 6. ayetten 19. ayete kadar insanın, idrak etsin ya da etmesin mecburen Allah'a hesap vereceği, O'nun huzurunda bulunacağı ve o yöne doğru gidip-durmakta olduğu anlatılmaktadır. İnsanlar iki gruba ayrılmıştır. Birinci grup ki onlara amel defterleri sağdan verilecektir.
Ayrıca onların hesap vermesi pek kolay olacağı gibi Allah (c.c.) onları affedecektir de. Diğer grup ise, amel defterleri arkadan verilenlerdir. Onlar 'keşke ölüm bir an evvel gelse' diye temenni edecekler ama onlara ölüm gelmeyecek ve cehenneme sürüleceklerdir. Böyle bir sonla karşılaşmalarının nedeni, onların dünyada iken Allah'ın huzuruna çıkmayacaklarını söylemeleri ve yaptıklarının karşılığını vermeyeceklerini zannetmeleridir. Oysa Allah (c.c.) onların tüm yaptıklarını (en ince ayrıntısına kadar) gözlüyordu. Aklen herşeyin bu gerçeğe delalet etmesine rağmen yine de onlar hesap gününü inkâr ediyorlardı. Onların adım adım dünyadan ahirete doğru yol almaları ve yaptıklarının karşılığını görecekleri, tıpkı güneşin batışından sonra tekrar doğuşu, gündüzden sonra gecenin gelişi, insan ve hayvanların yuvalarına dönüşü ve hilâlin yavaş yavaş bedir haline gelişi gibi açık ve kesindir.
En sonunda kâfirlere acı bir azab haber verilmektedir. O kâfirler ki, Kur'an'ı duyunca secde etmezler ve aksine O'nu yalanlarlar. İyi işler yapanlara ise, sayısız mükâfatlar müjdelenmiştir.