16- Andolsun, insanı biz yarattık (19) ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.(20)
17- Onun sağında ve solunda oturan 'iki tesbit edici ve yazıcı' tesbit edip yazarlarken,
18- O, söz olarak (herhangi bir şey) söylemeyiversin, mutlaka yanında hazır bir gözetleyici vardır.(21)
19- O ölüm sarhoşluğu, bir gerçek olarak gelip de,(22) (insana) "İşte bu, senin yan çizip-kaçmakta olduğun şeydir" (denildiği zaman da) .(23)

AÇIKLAMA

19. Ahiret'le ilgili isbatları ortaya koyduktan sonra artık şöyle buyurulmaktadır: Siz ister o ahirete inanın veya inkar edin o mutlaka meydana gelecektir. Sizin inkarınıza rağmen o gerçek bir hadise olarak önünüze çıkacaktır.
Peygamberlerin önceden haber vermelerine kulak verip inanarak, o vakit için hazırlanırsanız kendinizi kurtarmış olursunuz. Eğer kulak asmaz inanmazsanız kendi kendinizin felaketini hazırlamış olacaksınız. Siz inanmıyorsunuz diye, ahiret gelmek üzere iken durup geri gitmeyecek, gelmekten vazgeçmeyecek ve Allah'ın (cc) adalet kanunu değişmeyecektir.
20. Yani, bizim kudret ve ilmimiz insanoğlunu içinden ve dışından öyle çepeçevre sarmıştır ki, bizim ilim ve kudretimizin ona yakınlığı, şah damarının ona yakın oluşundan daha yakındır. Onun konuşmasını işitmek için bir mesafe katedip yanına gelmemiz gerekmez, gönlünden geçen düşünceleri bile doğrudan doğruya biliriz. Bunun gibi onu ele geçirmemiz gerekirse bir mesafeden gelip yakalamamız gerekmez. Nerede olursa olsun her zaman o kabzamızdadır, istediğimiz zaman onu ele geçiririz.
21. Yani, "Bir taraftan biz doğrudan doğruya insanın her çeşit hareket ve davranışlarını ve düşüncelerini biliriz. Diğer taraftan da her insan üzerine iki melek gönderilmiştir. Onlar tek tek her sözü not ederler. Onun hiç bir söz ve hareketi onların yazmasından kurtulamaz." Bunun manası şudur: İnsan Allah'ın adaletinde hesaba çekildiği zaman, bizzat Allah Teala kimin ne yaptığını bilmesine rağmen ona şahitlik yapmak için amellerini zaptedip gözü önüne serecek olan iki tane de şahit olacak. Bu zaptedip yazılan (amel defteri) nasıl olacak ve ne cinsten olacak? Bunu doğru bir şekilde tasavvur etmemiz zordur, ama gözümüz önünde cereyan eden gerçeklere bakarak kesin olarak anlamaktayız ki; insanın yaşadığı ve hareket yaptığı çevrenin her tarafında seslerinin, şekillerinin, davranışlarının izleri her zerreye yerleşmektedir ve onların hepsi tamamen o şekli ile ve o ses tonları içinde tekrar aslında zerre kadar farkı olmadan öne sürülecektir. İnsanlar, aynı işi son derece sınırlı ölçüdeki aletler yardımı ile yapmaktadır. Fakat Allah'ın melekleri ne bu aletlere muhtaçtırlar ne de bu kayıtlara bağlıdırlar. İnsanın kendi vücudu ve çevresindeki herşey onun her sesini ve şeklini (bütün konuşmalarını ve hareketlerini) en ince ayrıntıları ile zaptedip içine alan bir film ve teyp gibidir. Kıyamet günü insanoğlu kendi kulağı ile, dünyada söylediği sözleri kendi sesi ile işitecektir. Ve kendi gözü ile, yaptığı bütün işlerin canlı tasvirlerini görebilecektir. Bunların doğruluğunu inkar etmesi de mümkün olmayacaktır. Burada şu da iyice anlaşılmalıdır: Allah Teala ahirette adaletin hesaba çektiği kimseyi sırf kendi zatî bilgisine dayanarak cezalandırmayacak, bilakis adaletin bütün şartları tamamlandıktan sonra ona ceza verecektir. Bu bakımdan dünyada herkesin söz ve hareketlerinin tam ve eksiksiz kaydı, yaptığı işlerin bütün isbatı, inkar edilemez şahitliklerle hazırlanmaktadır.
22. Hak ile gelmekten maksat, ölümün canı söküp alan o başlangıç safhasıdır. Bu sahfada, dünya hayatında üzerine perde çekilmiş olan hakikat açılmaya başlar. Bu noktadaki insan, peygamberlerin haber verdiği öbür alemi berrak bir şekilde görmeye başlayacaktır. Bu anda insan ahiretin tamamen hak olduğunu öğrenecektir ve hayatın bu ikinci safhasına şanslı ve bahtiyar olarak mı, yoksa bedbaht olarak mı giriyor olduğunu da bu arada öğrenmiş olacaktır.
23. Yani bu, senin inanmaktan kaçtığın o hakikattır. Sen istiyordun ki dünyada başıboş sığır gibi gezip dolaşasın. Öldükten sonra da yaptığın işlerin karşılığını göreceğin ikinci bir hayat olmasın. Bu yüzden ahiret düşüncesinden kaçmakta ve bu alemin olacağını da hiçbir şekilde kabul etmeye yanaşmamakta idin. Şimdi bak! Gözünün önüne serilen işte o ikinci alemdir.