24- (O peygamberlerden her biri de şöyle) Demiştir: "Ben size, atalarınızı üstünde bulduğunuz şeyden daha doğru olanını getirmiş olsamda mı?" Onlar da demişlerdir ki: "Doğrusu biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeye (karşı) kâfir olanlarız."
25- Böylece biz de onlardan intikam aldık. Öyleyse, sen bir bakıver; yalan sayanların sonu nasıl oldu?
26- Hani İbrahim babasına ve kendi kavmine(24) demişti ki: "Hiç tartışmasız ben, sizin tapmakta olduklarınızdan uzağım."
27- "(Ancak) Beni yaratan başka. İşte O beni hidayete yöneltip-iletecektir."(25)
28- Ve bunu (bu tevhid inancını) onun ardında (kendi soyunda) kalıcı bir kelime olarak kılıp bıraktı(26) ki belki (Allah'a) dönerler diye.(27)
29- Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir peygamber gelinceye kadar(28) metalandırıp-yaşattım.
30- Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür,(29) doğrusu biz ona (karşı) kâfir olanlarız."

AÇIKLAMA

24. İzah için bkz. Bakara an: 124, 133, En'am an: 50-55, İbrahim an: 46,53, Meryem an: 26, 27, Enbiya an: 54, 66, Şuara an: 50, 62, Ankebut an: 26, 46, Saffat 83-100 ve an: 44, 55.
25. Burada İbrahim (a.s) sadece kendi inancını açıklamakla yetinmemiş ve ayrıca şöyle bir delil öne sürmüştür. "Sizin taptığınız mabudlar hiçbir şey yaratmamışlardır. Onlar, doğru yolu göstermedikleri gibi buna güç de yetiremezler. Ben ancak insanları yaratan ve onlara yol gösteren bir tek Allah'a tabi olurum."
26. Yani, Hâlık olan Allah'ın dışında ibadete layık hiç kimse yoktur.
27. Yani, yollarını kaybettiklerinde kendisini takip ederek anayolu bulmalarına yarayacak açık bir söz veya açık bir işaret vardır onlar için. Burada atalarını takip etmek zorunda oldukları kabul edilebilse dahi, onların atalarının hayırlı ve iyi olanlarını değil, kötü olanlarını taklit ettikleri açıklanarak Kureyşlilerin utanmaları gerektiği beyan edilmiştir. Gerçekten de Kureyşlilerin, Arap dünyasının liderliğini ellerine geçirmelerinin nedeni, onların Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'in torunları olmaları ve Kâbe'nin muhafızlığını ellerinde bulundurmalarıydı. Bu yüzden onlar, Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'i örnek almaları gerekiyorken, bu şerefli atalarını değil de dalâlet içinde bulunan ve çevre kabilelerden putperestliği takip eden atalarını taklit etmişlerdir. Ayrıca burada, körükörüne atalarının takip edilmesi doğru olsaydı, Hz. İbrahim kendi atalarına açık açık "Ben sizin cahilce adetlerinize uymam, çünkü sizler Allah'ı bırakıp, başkalarına kulluk ediyorsunuz. Oysa onlar, hiçbirşey yaratmamıştır", demezdi, denilerek, Hz. İbrahim'in atalarının mukallidi olmadığı vurgulanmak isteniyor. Zira Hz. İbrahim, atalarının takip ettikleri yolun doğru olup olmadığını düşünerek bir karara varıyordu. Şayet onların takip ettikleri yol da hiçbir makul delile dayanmıyorsa, onlar da hemen o yolu terketmeliler.
28. "Rasul-u Mübin" (apaçık bir rasul) ifadesinin anlamı, "Allah'ın peygamberi olduğu apaçık olan Rasul" şeklinde olabilir. Yani, onun peygamberliğinden önceki ve sonraki hayatı, onun yüce bir rasul olduğuna bizzat şehadet etmektedir.
29. İzah için bkz. Enbiya an: 5, Sad an: 5