126- "Allah ki, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir."
127- Fakat onu yalanladılar; bundan dolayı gerçekten onlar, (azab için getirilip) hazır bulundurulacak olanlardır.
128- Ancak, muhlis olan kullar başka.(72)
129- Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.(73)
130- İlyas'a selam olsun.(74)
131- Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.
132- Şüphesiz o, bizim mü'min olan kullarımızdandı.
133- Gerçekten Lût da gönderilmiş (peygamber) lerdendi.
134- Hani biz onu ve ailesini topluca kurtarmıştık;
135- Geride bırakılanlar arasında bir yaşlı-kadın dışında.(75)
136- Sonra da geride kalanları yerle bir ettik.
137- Siz onların üstünden muhakkak geçip gidiyorsunuz; sabah vakti.(76)
138- Ve geceleyin. Yine de akıllanmayacak mısınız?

AÇIKLAMA

72. Yani bu cezadan sadece Hz. İlyas'ı yalanlamayan kimseler kurtulacaklardır. (O) Allah da bu kurtulanlara hidayet nasip etmiştir.
73. Yukarıda da anlatıldığı gibi, İsrailoğulları, hayatta iken Hz. İlyas'a çok kötülük etmişler, ancak o aralarından ayrıldıktan sonra (Hz. Musa'nın dışında) en çok ona saygı göstermişlerdir. İsrailoğulları arasında Hz. İlyas'ın ateş ile birlikte yukarı kaldırıldığı (II. Krallar 2. Bölüm) ve dolayısıyla dünyaya yeniden döneceği inancı çok meşhurdur. Kitab-ı Mukaddes meseleyi şöyle ifade eder:
"Allah o kutsal ve korkunç gün gelmezden önce, İlyas'ı sizlere geri gönderecektir." (4. Bölüm: 5)
Onlar Hz. Yahya ve Hz. İsa'nın zamanında üç kişinin gelmesini bekliyorlardı. 1) Hz. İlyas, 2) Hz. Mesih, 3) O Nebi, yani, Hz. Muhammed (s.a) . Hz. Yahya'nın peygamberliğinin başlangıcında Yahudi din adamları ona gelerek "Sen Mesih misin?" diye sordular. Hz. Yahya "Hayır" diye cevap verdi. Bu sefer "Sen İlyas mısın?" diye sordular. O yine "hayır" diye cevap verince "Sen O Nebi misin" diye sordular. Hz. Yahya'nın "hayır" diye cevap vermesi üzerine, "Sen Mesih değilsin, İlyas değilsin, O Nebi değilsin, o halde niçin vaftiz yapıyorsun?"dediler (Yohanna 1:19-26) . Hz. İsa'nın meşhur olduğu zamanda ise Yahudiler arasında "İlyas geldi" diye haberler yayılmıştı. (Markos 6:14-15) Hatta Hz. İsa'nın havarılerini dahi "bu gelen İlyas'dır" diye bir düşünce kaplayınca, Hz. İsa onların düşüncelerini, "İlyas geldi ve gitti. Ancak halk ona tabii olmadı." diyerek düzeltti. Bunun üzerine havariler gelenin 800 sene önce gelip-gitmiş olan Hz. İlyas olmayıp, Hz. Yahya olduğunu anlamışlardı. (Matta II, 14 ve 17:10-13)
74. "Selamun ala il-Yasin" ifadesinden bazı müfessirler, bunun Hz. İlyas'ın diğer bir adı olduğu anlamını çıkarmışlardır. Tıpkı Hz. İbrahim'in ikinci adının "Abraham" olduğu gibi. Diğer bazı müfessirler ise, Arapların İbrani isimlerini farklı biçimlerde telaffuz etmelerinden yola çıkarak (Örneğin bir meleğin ismi olan Mekal, Mikail veya Mikain gibi) aynı hususun Hz. İlyas için de geçerli olabileceğini öne sürmüşlerdir. Nitekim Kur'an'da bir dağın adı, bir yerde "Tûrî Sîna", bir başka yerde ise "Tûrîsinîn" şeklinde geçmektedir.
75. Bu ifade ile hicret vuku bulunca kavmini tercih ederek, kocasıyla gelmeyen ve böylece azaba müstehak olan Hz. Lût'un karısı kastolunmaktadır.
76. Burada Lût kavminin gazaba uğradığı yerlere telmihte bulunulmaktadır. Kureyş'in tüccarları Şam ve Filistin'e gidip gelirken sürekli olarak bu yerlerden geçiyorlardı.