42- Artık bugün, bir kısmınızın bir kısmınıza yarar ve zarar sağlamaya gücü yetmez. Biz de o zulmetmekte olanlara deriz ki: "Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın."
43- Onlara apaçık olan ayetlerimiz okunduğunda: "Bu, sizi babalarınızın tapmakta oldukların(ilahlar) dan alıkoymak isteyen bir adamdan başkası değildir" dediler. Ve dediler ki: "Bu, düzülüp-uydurulmuş bir yalan (iftira) dan başka bir şey de değildir." Küfre sapanlar da kendilerine geldiği zaman hak için: "Bu, apaçık olan bir büyüden başka bir şey değildir" dediler.
44- Oysa biz onlara ders alacakları kitaplar vermemiştik ve kendilerine senden önce bir uyarıcı-korkutucu da göndermemiştik.(64)
45- Kendilerinden öncekiler de yalanladı. Oysa bunlar, öbürlerine verdiklerimizin onda birine bile ulaşamamışlardı. Buna rağmen peygamberlerimi yalanladılar; ancak benim de (onları) inkârım (yıkıma uğratmam) nasıl oldu?(65)
46- De ki: "Size bir tek öğüt veriyorum: -Allah için ikişer ikişer ve teker teker kıyam etmeniz, sonra düşünmeniz; sizin sahibiniz (veya arkadaşınız olan peygamber) de hiç bir delilik yoktur.(66) O, sizi şiddetli bir azabın öncesinde yalnızca uyarıp-korkutandır."(67)

AÇIKLAMA

64. Yani, "Bundan önce onlara, Allah'tan başkalarına ibadet ve itaat etmelerini öğreten ne bir kitap, ne de bir elçi gelmiştir. O halde onlar Kur'an'ın ve Hz. Muhammed'in (s.a) tevhide davetini, bir bilgiye dayanarak değil, sadece cehaletlerinden inkar ediyorlar. Onların aslında bu konuda hiçbir dayanakları yok."
65. Yani, "Mekkeliler bizim daha önce o topluluklara verdiğimiz servet, güç ve şöhretin onda birine bile ulaşmış değildirler. Peygamberlerin kendilerine getirdikleri gerçeklere inanmayıp hayat tarzlarını bâtıl üzerine inşa ettiklerinde servet ve güçlerinin onlara hiçbir şey kazandırmadığını ve nasıl kötü bir akıbete uğradıklarını görün."
66. Yani, "Kişisel arzu ve çıkarlardan ve önyargılardan soyunarak Allah için bunu samimiyetle düşünün, bu meseleyi tek tek olduğu kadar nesnel bir şekilde derinlemesine ve ikili, üçlü veya dörtlü gruplar halinde de düşünüp ele alın: Bugün kendisine deli dediğiniz şahsın daha düne kadar aranızda akıllı ve dengeli bir adam olarak tanınmasının sebebi ne olabilir? Onun peygamber olarak gönderilmesinden kısa bir süre önce meydana gelen olayı hepiniz biliyorsunuz. Kabe'nin yeniden inşâsından sonra Kureyş'in çeşitli kabileleri arasında Hacer'ül-Esved'i yerine koyma konusunda anlaşmazlık çıktığında, Muhammed'i (s.a) hakem tayin etmeye oy birliğiyle karar vermiştiniz ve o da herkesi memnun edecek şekilde bu sorunu çözümlemişti. Şimdi, nasıl oluyor da akıl ve dengesini böylece bütün milletçe sınadığınız böyle bir adama deli demeye başlıyorsunuz? Dilinizle söylediğiniz şeye gerçekten inanıyor musunuz?"
67. Yani, "Ona sadece bu yüzden mi deli diyorsunuz? Sizi felakete götüren bir yolda bulan ve sizi alkışlayıp destekleyen bir kimseye akıllı diyor, korkunç bir felaketin geleceği ile sizi uyaran ve size emniyet ve selamet yolunu gösteren kimseye de, deli mi diyorsunuz?"