22- "Bana karşı lütuf-dediğin nimet de, İsrailoğullarını köle kılmandan dolayıdır."(18)
23- Firavun(19) dedi ki: "Âlemlerin Rabbi nedir?"(20)
24- Dedi ki: "Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında olan her şeyin Rabbidir. Eğer 'kesin bilgiyle inanıyorsanız' (böyledir) ."(21)
25- Çevresindekilere dedi ki: "işitiyor musunuz?"
26- (Musa:) Dedi ki: "O sizin de Rabbiniz, geçmişteki atalarınızın da Rabbidir."(22)
27- (Firavun) Dedi ki: "Şüphesiz size gönderilmiş bulunan elçiniz, gerçekten bir delidir."
28- "Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O, doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan her şeyin de Rabbidir"(23) dedi (Musa) .

AÇIKLAMA

18. Yani, "Eğer İsrailîler'e karşı zalim ve acımasız olmamış olsaydın, ben büyütülmek üzere evinize getirilmezdim. Başka değil, yalnızca sizin barbarlığınızdandır ki, annem beni bir sepete koyarak ırmağa bırakmış. Aksi halde, kendi aile ocağımda güzel güzel büyütülürdüm. O halde, beni evinizde büyütmeniz nimetini bana hatırlatmanız uygun düşmüyor."
19. Burada, Hz. Musa'nın (a.s) kainat'ın Rabbi'nin elçisi olarak Firavun'un önüne çıkması ve Rabbin Mesajı'nı ona iletmesinin ayrıntılarına girilmeden, yalnızca aralarında geçen konuşma verilmektedir.
20. Bu soru, Hz. Musa'nın (a.s) kendisinin Alemlerin Rabbi ve Meliki tarafından İsrail Oğulları'nı kendisiyle gitmeleri için salması mesajıyla gönderildiğini söylemesiyle ilgilidir. Burada, Hz. Musa'nın (a.s) temsil iddiasında bulunduğu Bir Olan'ın, Firavun dahil bütün insanlar üzerinde otorite ve hakimiyet haklarına sahip olduğu ve mutlak Hakim-Hükümdar olarak kendi hakimiyet alanına el atmakla kalmayıp tebasından bir kısmını, atadığı temsilcisine teslim etmesi buyruğunu da gönderdiği ve böylece onları imparatorluk bölgesinin dışına çıkaracağı ima edilmektedir. Bu yüzden Firavun, "İmparatorluğumun adi bir tebasına böyle bir emir vererek seni Mısır İmparatoru'na gönderen Alemlerin Rabbi kimdir?" diye sormaktadır.
21. Yani, "Ben dünya üzerinde hüküm süren fani bir kral tarafından değil, göklerin ve yerin Malik'i tarafından gönderildim. Eğer, bu kainatın bir Yaratıcısı, Rabbi ve Hükümdarı olduğuna inanıyorsanız, Alemlerin Rabbinin kim olduğunu anlamak sizin için zor olmayacaktır."
22. Bu sözler, Firavun'un "Duymuyor musunuz?" diye sorduğu erkanına yöneliktir. Hz. Musa (a.s) şöyle demekteydi: "Ben dün yokken bugün var olan, ya da bugün varken yarın yok olan sahte ilâhlara inanmıyorum. Sizin rabbiniz olarak kulluk ettiğiniz bu Firavun dün yoktu ve atalarınızın kulluk ettikleri Firavunlar da bugün yok. Oysa ben, bugün sizin ve Firavun'un Rabbi olduğu gibi, dün de atalarınızın Rabbi olan gerçek Rabbin hakimiyetine ve otoritesine inanıyorum."
23. Yani, "Siz beni deli yerine koyuyorsunuz, fakat eğer kendinizi akıllı kişiler sanıyorsanız, gerçek Rabbin kim olduğuna kendiniz karar vermelisiniz; şu, yeryüzünün küçük bir bölgesinde hüküm süren fasık Firavun mu, yoksa doğunun ve batının ve Mısır ülkesi dahil, doğunun ve batının çevrelediği her şeyin Maliki mi? Ben yalnızca O'nun hakimiyetine inanıyorum ve O'nun mesajını yaratıklarından birine iletmek üzere gönderilmiş bulunuyorum.