35- Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir; onlar, kendilerine isabet eden musibetlere sabredenler, namazı dosdoğru kılanlar ve rızık olarak verdiklerimizden infak edenlerdir.(66)
36- İri cüsseli develeri(67) de size Allah'ın işaretlerinden kıldık, sizler için onlarda bir hayır vardır.(68) Öyleyse onlar bir dizi halinde (veya saf tutmuşcasına ayakta durup) boğazlanırken(69) Allah'ın adını anın;(70) yanları üzerine yattıkları zaman(71) da onlardan yiyin, kanaatkara ve isteyene yedirin. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirdik, umulur ki şükredersiniz.(72)

AÇIKLAMA

66. Bu, salih insanların helal yoldan kazandıkları mallarını, kendi ve bakmak zorunda oldukları kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak, akrabalara, komşulara ve diğer ihtiyaç sahiplerine yardım etmek, Allah'ın kelimesini tebliğ etmek için Allah yolunda harcadıkları anlamına gelir. Haram amaçlarla haram yollarda para harcamak buna dahil değildir. Kur'an'daki infak terimi, ne aşırı harcama, ne de cimri ve haris olma anlamına gelir, tam tersine kişinin toplumdaki yerine ve imkanlarına göre gerek kendisine gerek başkalarına harcamasıdır.
67. Bir devenin, bir ineğin veya benzer bir hayvanın kurban edilmesine, Müslim'in Sahihinde Cabir b. Abdullah'tan rivayet edilen bir hadise göre, sadece yedi kişi ortak olabilir.
68. Yani, "Hayvanlardan bir çok faydalar elde ettiğiniz için onları verene yani Allah'a karşı şükrünüzü ve O'nun Hakimliğini, üstünlüğünü kabul ettiğinizi göstermek üzere bu hayvanları kurban etmelisiniz."
69. Devenin ayakta iken kurban edildiğine dikkat edilmelidir. Bu Peygamber (s.a) tarafından emredilmiş ve İbn Abbas, Mücahid ve Müslim, bir adamı deveyi ayakta kurban ederken gören İbn Ömer'den şöyle bir söz rivayet ederler: "Devenin bir ayağını bağla ve onu ayağa kaldır. Çünkü bu Ebul-Kasım'ın sünnetidir (selam onun üzerine olsun) ". Ebu Davud'da Cabir b. Abdullah'tan rivayet edilen bir hadise göre, Peygamber (s.a) ve ashabı devenin bir ayağını bağlar ve onu diğer üç ayağı üzerinde durdururlar, sonra da keserlerdi. Aynı nokta bir sonraki cümle ile de ifade edilmektedir ".... yanları üstü düştükleri vakit..", yani yeteri kadar kanları aktıktan sonra yere düştükleri vakit.
70. "... üzerlerine Allah'ın ismini anın." ifadesi hayvanların üzerlerine Allah'ın ismi anılarak kesilmesi gerektiği, çünkü aksi taktirde etlerinin yenmesinin haram olacağı anlamına gelir. Bu, İslâm hukukunda, üzerine Allah'ın ismi anılmaksızın hayvan boğazlanması gibi bir durumun asla olmadığını gösterir. Hadislere göre, kesildiği sırada hayvanlar üzerine Allah'ın isminin nasıl anılacağını gösteren bir çok farklı ifade şekli vardır. Bunlardan bazıları:
1) Bismillahi Allahu Ekber: Allahümme minke ve leke: "Allah'ın adıyla. Allah Büyüktür: Allah'ım bu sendendir ve sana sunuyorum."
2) Allahu Ekber Lailahe İllallahu: Allahümme minke ve leke: "Allah Büyüktür; Allah'tan başka ilah yoktur; Allah'ım sendendir ve sana sunuyorum.
3) İnni veccehtü vechiye lillezi fatara-es-semavati vel-arda hanifen, ve ma ene minel müşrikin. İnne salâtî ve nûsukî ve mahyaya ve mematî lillahi Rabb-il-alamîn. La şerîke lahü ve bi-zalike umirtü ve ene minel-müslimin. Allahümme minke ve leke.
Yüzümü samimiyetle yeri ve gökleri yaratana döndürdüm ve ben ortak koşanlardan değilim, Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm, hepsi, alemlerin rabbi olan Allah içindir. O'nun hiç bir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben teslim olanlardanım. Allah'ım bu sendendir ve sana sunuyorum."
71. ".... yanları üstü düştükleri vakit...", tamamen öldükleri vakit anlamına gelir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a) kesilen hayvanda hayat belirtileri olduğu sürece ondan bir parça et bile kesmeyi yasaklamıştır. Eğer ölmeden et koparırlarsa, bu parça haram olur.
72. Kurban kesilmesinin başka bir nedeni de budur: "Bu hayvanlar, onları size boyun eğdiren Allah'a şükrünüzün bir göstergesi olarak kurban edilmelidirler."