51- Allah dedi ki: "İki ilah edinmeyin;(43) O, ancak tek bir ilahtır. Öyleyse benden, yalnızca benden korkun."
52- Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur, itaat-kulluk da (din de) sürekli olarak O'nundur.(44) Böyleyken Allah'tan başkasından mı korkup-sakınıyorsunuz?(45)
53- Nimet olarak size ulaşan ne varsa, Allah'tandır, sonra size bir zarar dokunduğunda (yine) ancak O'na yalvarmaktasınız.(46)
54- Sonra sizden zararı kaldırdığında, sizden bir grup (hemen) (47) Rablerine şirk koşarlar;
55- Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etmek için. Öyleyse yararlanın, ilerde bileceksiniz.
56- Kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, hiç bir şey bilmeyenlere paylar ayırıyorlar.(48) (49) Andolsun Allah'a karşı düzmekte olduklarınızdan dolayı mutlaka sorguya çekileceksiniz.
57- Ve Allah'a kızlar isnad ediyorlar,(50) (haşa) O yücedir. Hoşlandıkları (erkek çocuklar) da kendilerinindir.(51)
58- Onlardan birine dişi (çocuk) müjdelendiği zaman içi öfkeyle-taşarak yüzü simsiyah kesilir.
59- Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?(52)

AÇIKLAMA

43. İki tanrının varlığının reddedilmesi, ikiden fazla tanrının varlığının da reddedilmesi anlamına gelir.
44. Başka bir deyişle tüm evren O'na itaat üzerine kaimdir.
45. Yani, "Böyle olduğu halde siz hayat düzeninizi Allah'tan başka bir ilâhtan korku üzerine mi kuruyorsunuz?"
46. "Sıkıntıya düştüğünüzde başkasına değil Allah'a yalvarmanız O'nun birliğinin bir ispatıdır; O sizin kalplerinizde yer etmiştir. Edindiğiniz tanrılar tarafından baskı altına alınan gerçek tabiatınız sıkıntı zamanlarında elinizde olmadan yüzeye çıkar ve Allah'a yalvarır. Çünkü o, gerçek kuvvete sahip başka tanrı, rab ve mabud tanımaz. (Daha geniş ayrıntılar için bkz. En'am. an: 29-41, Yunus. an: 31)
47. Yani, "Sıkıntıdan kurtulup Allah'a şükrünü ifa edeceği sırada, Allah'ın bu lütfuna aracılık ettikleri için bazı tanrılara ve azizlere de şükür sunmaya başlar. Çünkü onların aracılığı olmaksızın Allah'ın bu sıkıntıyı gideremeyeceğini sanır."
48. Allah'ın ortağı edinmediği, ilâhlık vasıflarından bazısını vermediği ve kendilerini mülkünde hakim kılmadığı varlıklara, bu konuda yeterli bilgileri olmadığı halde; Allah'ın mülkünden pay ayırmaktadırlar.
49. Yani, "Gelirlerinin toprak ürünlerinin bir kısmını şükürlerinin göstergesi olarak yüce kabul ettikleri varlıklara sunarlar.
50. Burada Arapların eski bir geleneğine işaret edilmektedir. Araplar tanrıça ve melekleri Allah'ın kızları olarak kabul ederlerdi.
51. Yani, "Oğullar."
52. Kızları hor görme tutumu, burada, onların Allah'a karşı cehalet, küstahlık ve akılsızlıkta ne kadar aşırı gittiklerini göstermek üzere anılmıştır. Bu cehalet ve küstahlık nedeniyle onlar, kız çocuğuna sahip olmayı kendileri için aşağılık bir durum olarak kabul etmelerine rağmen Allah'a kızlar isnad etmekte tereddüt etmemişlerdir. Bunun yanısıra bu isnad, onların koştukları şirk nedeniyle Allah'a ne kadar az bir değer verdiklerini de göstermektedir. Bu nedenle onlar, her şeyden müstağni ve yüce olan Allah'a böyle saçma ve komik şeyler isnat etmekten sakınmamışlardır.