132- Yapmakta oldukları dolayısıyla her biri için dereceler vardır. Rabbin, onların yapmakta olduklarından habersiz değildir.
133- Rabbin, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan rahmet sahibidir.(101) Dilerse sizi giderir ve dilerse, sizi bir başka kavmin soyundan (inşa edip) ortaya çıkardığı gibi yerinize bir başkasını getirir.
134- Hiç şüphesiz, size(102) vadedilen mutlaka gelecektir. Ve siz aciz bırakılacak değilsiniz.
135- De ki: "Ey kavmim, bütün yapabileceğinizi yapın; şüphesiz ben de yapıyorum.(103) Bu yurdun (dünyanın) sonu, kimindir, bilip-öğreneceksiniz. Gerçek şu ki zalimler kurtuluşa ermiyeceklerdir."

AÇIKLAMA

101. "Rabbin ganidir, alemlerden müstağnidir" ifadesinin anlamı şudur: "O ne sizden yardım alma ihtiyacındadır, ne de çıkarlarını gözetecek birine muhtaçtır. Bu yüzden, ne itaatınızla O'na bir iyilikte bulunabilir, ne de isyanınızla O'na bir zarar verebilirsiniz. Hepiniz O'na karşı ayaklansanız bile, O'nun mülkünden bir zerre bile alamazsınız; Hepiniz O'na itaat ve ibadet etseniz bile, mülküne bir zerre bile katamazsınız. O sizin ne itaatınıza muhtaçtır, ne de kurbanınıza, adaklarınıza. Gerçekte, karşılığında hiçbir şey beklemeden sayısız nimetlerini üzerinize yağdırmaktadır O."
"Rahmet Sahibi" ifadesi iki hususa işaret etmektedir;
1) Allah'ın size doğru yolu göstermesi kendi çıkarı için değil, sadece size olan rahmetinden, merhametindendir. Doğru yolu izleyip, eğri yollardan kaçınmanız hiçbir şekilde O'nun çıkarına olmadığı gibi, doğru yoldan yüz çevirmeniz de O'nun zararına değildir. Gerçekte, bu yolda gitmekle kendi çıkarınıza hizmet etmiş ve kendi kendinize zarar vermiş olmaktan kaçınmış olacaksınız. Bu bakımdan, size daha yüce mertebelere çıkma imkânı vermek için doğru davranışı öğretmesi ve sizi en derin fesat çukurlarına fırlatacak yanlış davranışlardan kaçındırması O'nun lütfudur."
2) "Rabbiniz acımasız değildir ve suçlarınızla hatalarınızdan dolayı sizi cezalandırmaktan zevk duymaz. Gerçekte tüm yarattıklarına karşı son derece lûtufâr ve yumuşaktır. O, üzerlerindeki hakimiyetini büyük merhametiyle yürütür. Bu nedenledir ki, tekrar tekrar hatalarınızı bağışlar, görmezlikten gelir ve itaatsizlik yapsanız, günah işleseniz ve büyük cürümlerde bulunsanız bile, O size karşı yine de merhameti ve bağışlayıcılığıyla davranır. Sizi yaratan ve barındıranın O olduğunu bile bile O'nun emirlerine akılsızca karşı çıkarsanız, buna rağmen O sizi bağışlar, yaptıklarınıza sabreder, gerçeği görüp, yolunuzu düzeltesiniz diye size tekrar tekrar süre tanır. Eğer o acımasız olsaydı, sizi hemen helâk eder ve yerinize bir başka topluluğu getirir veya tüm insanlığı yok ederek bir başka varlık türü yaratabilirdi."
102. Yani, ilkten sona tüm insanların yeniden hayata döndürülüp nihaî hüküm için Rabblerinin huzuruna çıkarılacakları "kıyamet" günü.
103. Yani, "Uyarımıza kulak vermez ve gittiğiniz yanlış yolları bırakmazsanız, o zaman istediğiniz yolda gidebilirsiniz, bırakın ben de yolumca gideyim. Sonunda, siz de, bende yollarımızın nereye vardığını göreceğiz."