180- Allah'ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır.(127) Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.
181- Andolsun; "Gerçek, Allah fakirdir, biz ise zenginleriz" diyenlerin sözlerini Allah işitmiştir.(128) Onların bu sözlerini ve Peygamberleri haksız yere öldürmelerini yazacağız ve: "Yakıcı olan azabı tadın" diyeceğiz.
182- Bu, sizin ellerinizin önden sunduklarıdır. Allah, gerçekten kullara zulmedici değildir.
183- "Allah bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamız konusunda and verdi," diyenlere, de ki: "Şüphesiz, benden önce nice peygamberler, apaçık belgeler ve söylediklerinizle geldi; eğer, siz doğru idiyseniz, şu halde onları ne diye öldürdünüz?"(129)

AÇIKLAMA

127. Her şey kendi mirası olarak, sonuçta, Allah'a dönecektir. Çünkü o, gerçekte Allah'a aittir. O'nun kullarından birinin mülkiyetinde olan şey, sadece geçici bir emanettir. Herkes şu kısa dünya hayatında kendisinin olduğunu zannettiği servet ve zenginliği bir gün bırakmak zorunda kalacaktır; bu servet ve mal ise, onların gerçek sahibi olan Allah'a dönecektir. Bu nedenle akıllı olan kişi, Allah'ın serveti'ni Allah yolunda harcayandır, aptal kişi ise onu biriktirip yığmaya çalışandır.
128. Yahudiler bu sözü Bakara suresinin 245. ayetinin nazil olması üzerine söylemişlerdir: "Aranızda Allah'a güzel bir borç verecek olan kimse..." Onlar bu sözü alaya aldılar ve şöyle dediler: "Ah, evet! Allah servetini kaybetti, şimdi de kullarından borç istiyor."
129. Bu, Yahudiler tarafından Allah'a yöneltilen bir iftira ve yalandır; çünkü, Allah böyle bir şeyden beridir. Kitab-ı Mukaddes'te yakılmış kurbanlardan bahsedilmesine rağmen, bunlar, peygamberliğin asıl işaretlerinden kabul edilmezler. Bunlar sadece Allah'ın kurbanları kabul ettiğini gösteren sembollerdir. (Bkz. Hakimler, 6:20-21, 13-19-20; Leviler, 9;24 II, Tarihler, 7:1-2) .
Bu isteğin Hz. Muhammed'in (s.a) peygamberliğini reddetmek anlamına geldiği ortadadır. Onların samimi olmadıklarının bir delili olarak, onlara yakılmış kurbanı bir işaret olarak gösteren kendi peygamberlerinden bazılarını da öldürdükleri hatırlanmalıdır. Hz. İlyas'ın (s.a) durumu bir örnek olarak gösterilebilir; "Ashab, kendinden önceki bütün krallardan daha çok Tanrı'yı (Eternal) önemsememeye başlayınca, İlyas ona gitti ve Tanrı'ya karşı gelerek İsrail'i bozduğunu söyledi. Tabii ki Baal'ın (eski Sami ırkının tanrılarından biri -çev-) "Peygamberleri" imtihanı kaybettiler. Allah'ın nuru kurbanı yaktı ve bütün İsrail bunu seyretti. Yine de İlyas'a karşı çıktılar ve O, hayatını kurtarmak için kaçmak zorunda kaldı." (Ayrıntılı bilgi için bkz. I Krallar, 18 ve 19) .