62- Şüphesiz bu, gerçek bir olayın haberidir. Allah'tan başka ilah yoktur. Ve şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
63- Eğer yüz çevirirlerse, elbette Allah, fesat çıkaranları bilir.
64- De ki:(56) "Ey Kitap ehli, bizimle aranızda müşterek (olacak) bir kelimeye gelin.(57) (Ki o da şudur:) Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp kimimiz kimimizi Rabler edinmeyelim." Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten müslümanlarız."
65- "Ey Kitap ehli, İbrahim konusunda ne diye çekişip-tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz."(58)
66- İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hakkında hiç bilginiz olmayan şey konusunda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.
67- İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak o, hanif (muvahhid) bir müslümandı,(59) müşriklerden de değildi.
68- Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamberle iman edenlerdir. Allah, mü'minlerin velisidir.

AÇIKLAMA

56. Buradan itibaren üçüncü bölüm başlar. Burada ele alınan konu bu bölümün Bedir ve Uhud Savaşları arasınaki süre içinde nazil olduğunu göstermektedir. Üç bölümün muhtevası da kendi içine o kadar bağlantılıdır ki, hiçbir yerde tutarsızlığa rastlanmaz. Bu nedenle bazı tefsirciler bu bölümün de Necran heyetine hitaben nazil oluduğu gibi yanlış bir düşünceye kapılmışlardı. Fakat buradan itibaren yer alan bölümün dile getiriliş biçimi, onun Yahudilere hitaben nazil olduğunu açıkça göstermektedir.
57.Yani, "Bizim kabul ettiğimiz ve sizin de kendi kitaplarınızın öğretileri ile desteklendiği ve tasdik edildiği için, 'yanlış' diye reddedemediğiniz inancımızda bize katılın."
58. Yani, "Sizin Yahudiliğiniz ve Hıristiyanlığınız, Tevrat ve İncil indirildikten çok uzun zaman sonra ortaya çıktı. Oysa Hz. İbrahim (a.s) bu kitaplar gönderilmeden çok önce yaşadı. Şimdi, sıradan bir adam bile Hz. İbrahim'in (a.s) dininin hiçbir şekilde Yahudilik veya Hıristiyanlık olmayacağını kolayca anlayabilir. O halde eğer Hz. İbrahim (a.s) sizin de inandığınız gibi, doğru yolda ve kurtuluşa erenlerden ise, doğru yolda olmak ve kurtuluşa ermek için, Yahudilik veya Hıristiyanlığa uymanın şart olmadığı ortaya çıkıyor." (Bkz. Bakara an: 135, 141)
59. Arapça hanîf kelimesi, diğer bütün yolları reddettikten sonra, bir tek belirli yola uymayı seçen kişi için kullanılır. Biz bu anlamı "Müslüman, imanında samimi olan" diye ifade ettik.