53- "Rabbimiz, biz indirdiğine inandık ve peygambere uyduk. Böylece bizi şahidlerle beraber yaz."
54- Onlar ise bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu." Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır.
55- Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu senin hayatına Ben son vereceğim,(51) seni kendime yükselteceğim, seni küfredenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstüne geçireceğim.(52) Sonra dönüşünüz yalnızca Bana'dır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim."

AÇIKLAMA

51. Arapça metindeki "müteveffi" kelimesi, "teslim almak" ve "can almak" anlamlarına gelen 'teveffa" kelimesinden gelir; fakat burada mecazî anlamda kulanılmıştır. Burada "görevden alma" anlamına
gelmektedir. Allah, Hz. İsa'yı (a.s) geri çağırmıştır; çünkü İsrailoğulları getirdiği apaçık ayetlere rağmen Onu reddetmişlerdir. Onlar yüzyıllardan beri Allah'a isyan ediyorlar ve onlara yapılan çeşitli uyarı ve nasihatlara rağmen millî karakterleri yavaş yavaş bozuluyordu. Arka arkaya birçok peygamberi öldürmüşler ve o denli küstah olmuşlardı ki, onları doğru yola çağıran her adamın kanına giriyorlardı. Onlara son bir şans vermek için Allah, Hz. İsa (a.s) ve Hz. Yahya (a.s) peygamberleri aynı dönemde topluluklarına gönderdi.
Bu peygamberler kendilerinin Allah tarafından gönderildiğine delalet eden öylesine açık ayetlerle gelmişlerdi ki, onları Ancak Hakk'a karşı önyargılı, gözü kapalı ve doğru yoldan sapmış kişiler reddedebilirdi. İsrailoğulları bu son şanslarını da kaybettiler. Çünkü onlar daveti reddetmekle kalmayıp bir rakkasenin (dansöz) isteği üzerine Hz. Yahya (a.s) gibi büyük bir peygamberin başını kestiler. Yine onlardan Ferisîler ve Hâkimler komplo hazırladılar ve Hz. İsa'yı (a.s.) Roma hükümeti tarafından bir şans daha verilmesine değmeyecek kadar inatçı olduklarını ispatlamış oldular. Bu nedenle Allah Hz. İsa'yı (a.s) geri çağırdı ve İsrailoğulları'na, kıyamet gününe kadar rezil ve aşağı bir hayatı lâyık gördü.
Bütün bu bölümün, Hıristiyanların Hz. İsa'nın (a.s) ilâhlığı ile ilgili sapık görüşünü reddetmek ve düzeltmek üzere indirildiğini akılda tutmak faydalı olacaktır. Bu inancın Hıristiyanlar arasında geçerli olmasının üç nedeni vardır:
1) Hz. İsa'nın (a.s) mucizevî doğumu,
2) O'nun görülüp algılanabilen mucizeleri,
3) O'nun göğe yükselişi, ki bu konuda onların kitapları çok açık ifadeler kullanır. Kur'an, birinci maddeyi onaylar ve bunun, yani Hz. İsa'nın (a.s) babasız dünyaya gelişinin sadece Allah'ın sonsuz gücünü gösteren bir mucize olduğunu belirtir. O, istediği kimseyi istediği şekilde yaratabilir. Bu nedenle Hz. İsa'nın (a.s) mucizevi doğumu, Onu ilahlığa ortak kabul etmeye neden oluşturmaz.
Kur'an, ikinci maddeyi de onaylar, hatta Hz. İsa'nın (a.) bütün bu mucizeleri, Allah'ın bir kulu olarak gösterdiği ve O'nun otoritesinden bağımsız olarak değil, bilakis O'nun izniyle yaptığı gerçeği vurgulanır. O halde Hz. İsa'nın (a.s.) ilâhlığa ortak olduğu sonucuna varmak yanlıştır.
Şimdi de üçüncü maddeyi ele alalım. Eğer Hıristiyanların "göğe yükseliş" inancı tamamen temelsiz olsaydı, bu inanç, onların tapındığı ve "Allah'ın oğlu" dedikleri kişinin yıllarca önce öldüğü ve toprak olduğu, eğer tam tatmin olmak istenirse şu şu yerde mezarının görülebileceği öne sürülerek kolayca reddedilebilirdi. Fakat Kur'an bunu açık bir şekilde ifade etmiyor. Diğer taraftan Kur'an sadece O'nun "yükselişi"ni ima eden açık ifadeler kullanmakla kalmaz, Hz. İsa'nın (a.s) çarmıha gerildiği fikrini de tamamen reddeder. Kur'an'a göre, son nefesinde "Eli, Eli, lama sabahchtani?" diye bağıran ve çarmıha gerilen kişi kesinlikle Mesih değildi. Çünkü çarmıha germe işlemi meydana gelmeden önce Allah, Mesih'i kendisine yükseltmiştir.
O halde şu açıktır ki, bu ayetlerde Hz. İsa'nın (a.s) öldüğünü ispatlamaya çalışanlar gerçekte Allah'ın kendisini açık ve belirli bir şekilde ifade edemediğini göstermeye çalışmaktadırlar. (Allah bizi böyle bir düşünceden korusun.!)
52. "O'nu inkâr edenler", Hz. İsa (a.s) tarafından Hakk'ı kabul etmeye çağrılan Yahudilerdir. "O'na uyanlar" ise gerçekte sadece müslümanlardır; fakat Ona inananların hepsini kasdettiği de söylenebilir. O zaman samimi Hıristiyanlar da bu gruba dahil olur.