96- Andolsun, onları hayata karşı (diğer) insanlardan ve şirk koşanlardan (bile) daha tutkun bulursun.(99) (Onlardan) Her biri, bin yıl yaşatılsın ister; oysa onun bunca yaşaması, onu azabtan kurtarmaz. Allah, onların yapmakta olduklarını görendir.
97- De ki: "Cibril'e(100) kim düşman ise, (bilsin ki) gerçekten o Kitabı,(101) Allah'ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı(102) ve mü'minler için hidayet ve müjde verici(103) olarak senin kalbine indiren O'dur.
98- Her kim Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cibril'e ve Mikail'e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kâfirlerin düşmanıdır."
99- Andolsun (Ey Muhammed) , biz sana apaçık ayetler indirdik. Bunları fasık olanlardan başkası inkâr etmez.
100- Onlar, ne zaman bir ahidde bulunmuşlarsa, içlerinden bir bölümü onu atıp-bozmadı mı? Hayır, onların çoğu iman etmezler.
101- Ne zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan bir peygamber gelse, kendilerine kitap verilenlerden bir takımı, sanki kendileri hiç bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitabını arkalarına attılar...

AÇIKLAMA

99. Arapça "hayat" kelimesinin sözlük anlamı "herhangi bir tür yaşama"dır. Burada, onların sürdürdükleri hayatın, nasıl bir hayat olduğunu düşünmeksizin yaşamak istedikleri anlamına gelir. Şerefli ve yüce veyahut şerefsiz ve aşağılık bir hayat sürmeleri onlar için hiç önemli değildir.
100. Yahudiler, sadece Hz. Muhammed (s.a.) ve müminler hakkında kötü konuşmakla kalmayıp, ilâhi elçi olarak seçilen Cebrail'e (s.a.) de dil uzatıyorlardı. "O bizim düşmanımız, O rahmet meleği değil, azap meleği" diyorlardı.
101. Cebrail (a.s.) Kur'an'ı Hz. Muhammed'e (s.a.) Allah'ın emri ile indirdiği için, Cebrail (a.s.) hakkında kötü konuşan, aslında Allah hakkında kötü konuşuyor demektir.
102. Yani, "Siz, sadece Kur'an'ı getirdiği için, Cebrail'e (a.s.) küfrediyorsunuz. Oysa Kur'an, Tevrat'ın öğretilerini onaylıyor. O halde, bu şekilde siz kendi kitabınıza sövmüş oluyorsunuz."
103. Buraya kadar olan ayetlerde Yahudiler, Kur'an'a ve Hz. Peygamber'in (s.a.) davetine karşı aldıkları tavrın sonuçları ile uyarılmışlardı. Ayetin bu bölümünde ise, meseleyi başka bir yönden ele almaları tavsiye ediliyor. Kur'an, doğru yolu gösterdiği ve inananlara müjdeler verdiği için O'na karşı çıkıp reddetmek açıkça akılsızlıktır. O halde onlar, Kur'an'ı kabul ederek ulaşılacak olan gerçek kurtuluştan kendilerini mahrum ederek kendi kendilerine zarar vermektedirler.