83- Hani İsrailoğullarıdan, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin" diye kesin söz almıştık. Sonra siz, az bir bölümünüz dışında yüz çevirdiniz ve (hâlâ) çevirmektesiniz.
84- Hani sizden "Birbirinizin kanını dökmeyin, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın" diye kesin söz almıştık. Sonra sizler bunu onaylamıştınız, hâlâ da (buna) şahitlik etmektesiniz.
85- Sonra (yine) siz, birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp -çıkarıyor ve günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyorsunuz. Oysa onları çıkarmanız, size haram kılınmıştı. Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz?(92) Artık sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yapmakta olduklarınızdan gafil değildir.
86- İşte bunlar, ahirete karşılık dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azabları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez.

AÇIKLAMA

92. Buna somut bir örnek olarak, Medine yakınında yaşayan farklı Yahudi kabileleri arasındaki garip ilişkileri gösterebiliriz. Hz. Peygamber'in (s.a.) hicretinden önce Arap kabileleri olan Evs ve Hazreç ile anlaşma yapmışlardı. Bir Arap kabilesi diğeri ile savaşa girdiğinde, iki kabilenin Yahudi müttefikleri de birbirleriyle savaşıyordu. Bu şekilde Kutsal Kitap'ta yazılı olan emre bile bile karşı çıkılmış ve Yahudiler Yahudilerle savaşmış oluyorlardı. Fakat bir Yahudi kabilesi, diğer Yahudi kabilesinden savaş esiri alırsa onları fidye alarak serbest bırakıyordu. Onlara kendi kardeşlerini fidye ile serbest bırakmak gibi insanlık dışı bu durumdan sorulduğu vakit Kitap'ta buna izin verildiğini söyleyerek, kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlardı. Fakat kendi kardeşlerine savaş açarken utanmazca çiğnedikleri Kitab'ın emirlerini, bu durumda sonradan hatırlamaları çok garipti. O halde bir taraftan esirleri fidye ile kurtarmaya izin veren Kitab'ın bir bölümünü kabul ediyor, diğer taraftan iman bakımından kardeş olanlara karşı savaş açmayı yasaklayan bölümünü reddediyorlardı.