Güven Ahlakı
Güven
ve itimat çocukluk çağından peygamberlik dönemine kadar Efendimiz Muhammed'in
(s.a.v.) nitelendiği asil bir ahlâktır. Hatta müşrikler O'nu "doğrıı" ve
"güvenilir" (ea-Sâdık el-Emin) olarak tarif etmişlerdir. Bunda, İslam'a
davet hususunda müslüman çocuğun geleceğini etkileyen ders ve ibretler vardır. Rasûlüllah
(s.a.v.), babasının malı konusunda çocuğun sorumluluğunu sınırlamıştır. Buna göre
çocuk, israf ve savurganlık yapmadan malı koruyabiliyorsa "güvenilir"
olmaktadır. Nitekim "Çocuk babasının malı konusunda çobandır. O da sürüsünden
(mala göz kulak olmaktan) sorumludur" hadisi bunu ifade etmektedir. (498)
Rasulüllah'ın (s.a.v.) güven ahlâkına,
bunun çocukta kökleşmesine, ihtimam gösterdiğini; bu hususta çocuğun yanlışına
razı olmadığını, buna aykırı hareket etmesi durumunda kulağını bükerek onu
cezalandırdığını görmekteyiz.
Abdullah b. Büsr anlatıyor: Anam bir salkım
üzümle beni Rasûlüllah'a (s.a.v.) göndermişti. Ben de Rasûlüllah'a (s.a.v.) ulaştırmadan
önce ondan biraz yedim. Nihayet onu götürünce Rasulüllah (s.a.v.) kulağımı tuttu
ve "Ey hilekâr!" dedi. (499)
(498) Bu konuda İ4bn Teymiyye'nin
es-Siyasetü'ş-Şer'iyye adlı eserine bakınız.
(499) Nevevi, Ezkar.
Muhammed Nûr Süveyd
Ana Sayfa Ailemiz Adabı Muaşeret